Translation of "Esos" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "Esos" in a sentence and their turkish translations:

Deme esos.

- Onları bana ver.
- Bana onları ver.
- Onları bana verin!

Tenemos esos.

Bunlara sahibiz.

- Esos coches son nuestros.
- Esos son nuestros autos.

- Onlar bizim arabalarımız.
- Bu arabalar bizim.

Para esos activistas,

Aktivistlere göre,

¡Hallemos esos restos!

Hadi gidip şu enkazı bulalım!

¡Ventila esos zapatos!

Şu ayakkabıları havalandır.

No toques esos.

Onlara dokunma.

¿Esos insectos pican?

Bu böcekler sokarlar mı?

Esos son girasoles.

Onlar ayçiçeği.

Necesito esos documentos.

Benim o belgelere ihtiyacım var.

¡Ay, esos rusos!

Ah o Ruslar!

Dame esos guantes.

O eldivenleri bana ver.

Necesito esos zapatos.

O ayakkabılara ihtiyacım var.

Quiero esos zapatos.

Şu ayakkabıları istiyorum.

- Esos no son los míos.
- Esos no son míos.

Bunlar benim değil.

- Esos colores contrastan muy bien.
- Esos colores combinan bien.

Şu renkler birlikte uyum sağlar.

Pasemos por esos años para que podamos entender esos años

biraz o yıllarda dolaşalım ki o yılları anlayabilelim

- Por favor lústrese esos zapatos.
- Por favor, lústrate esos zapatos.

Lütfen bu ayakkabıları cilala.

¿Veis esos puntos rojos?

Şu kırmızı noktaları görüyor musunuz?

Miren esos pequeños vellos.

Bakın, şu küçük tüyleri görüyorsunuz.

"¿Cómo haces esos sonidos?"

Bu sesleri nasıl çıkarıyorsun?"

Sobre todos esos movimientos,

baskı uygulanmaya başlandı.

Recuerda esos días .. vamos

hatırlayın o günleri haydi.. haydi.

Amamos a esos amigos

biz o arkadaşlarımızı seviyoruz

Esos son nuestros autos.

Onlar bizim arabalarımız.

¡No tales esos árboles!

O ağaçları kesme.

¿Dónde compraste esos zapatos?

Ayakkabıları nereden aldın?

¡Quiero aprender esos bailes!

Bu dansları öğrenmek istiyorum!

¡Pero mira esos colores!

Ama şu renklere bak!

Esos animales son fuertes.

Bu hayvanlar güçlü.

Esos son demasiado grandes.

Onlar çok büyük.

¿Esos patriotas son olvidados?

O vatanseverler unutulur mu?

Esos son los riesgos.

- Bunlar risktir.
- Riskler bunlardır.

¿Te gustan esos pendientes?

Bu küpeleri beğeniyor musun?

¿Pagaste por esos zapatos?

Şu ayakkabılar için ödeme yaptınız mı?

¿Quiénes son esos hombres?

O adamlar kim?

Esos coches son nuestros.

Bu arabalar bizimdir.

Esos libros son tuyos.

O kitaplar senindir.

Queremos uno de esos.

Bir tane istiyoruz.

Deseche usted esos temores.

Bu korkuları bir kenara bırak.

No necesito de esos.

Onlara ihtiyacım yok.

Esos son tus enemigos.

Onlar senin düşmanların.

¿Qué son esos ruidos?

Bu sesler de ne?

Esos son mis zapatos.

Onlar benim ayakkabılarım.

Esos son sus libros.

Onlar onların kitapları.

¿Quiénes son esos sujetos?

Şu adamlar kimdir?

¿Quiénes son esos niños?

O çocuklar kim?

Esos audífonos no sirven.

O kulaklıklar çalışmıyor.

Esos plátanos son deliciosos.

O muzlar lezzetli.

Niego todos esos cargos.

Ben tüm bu suçlamaları reddediyorum.

Esos caballos son tuyos.

O atlar senin.

- Esos lentes te quedan bien.
- Esos lentes se te ven bien.

Şu gözlükler size uyar.

- He leído cada uno de esos libros.
- He leído todos esos libros.

Bu kitapların her birini okudum.

Perder esos kilillos de más,

Son beş kiloyu veremez,

Dejémosles fuera de esos asuntos,

Onları bu işin içinden çıkaralım.

Porque esos cambios crean aventura.

Çünkü bu değişimler maceralar yaratır.

Espero hallar esos restos pronto.

Umarım o enkazı kısa sürede buluruz.

Fue hermoso en esos años

o yıllarda güzeldi

Fue muy lindo esos días

çok güzeldi o günler

¿Son tuyos todos esos libros?

Bütün bu kitaplar senin mi?

Esos prisioneros fueron liberados ayer.

Şu tutuklular dün serbest bırakıldı.

Esos zapatos son de ella.

Bu ayakkabılar onun.

Ordené esos libros de Alemania.

Bu kitapları Almanya'dan sipariş verdim.

Esos no son tus asuntos.

Bu senin işin değil.

¿Quiénes son esos tres hombres?

Şu üç adam kim?

Esos estudiantes estudian mucho, ¿verdad?

Şu öğrenciler çok çalışırlar, değil mi?

¿Qué tienen esos de malo?

Bunların nesi var?

Esos son restos del almuerzo.

Şunlar öğle yemeğinden kalanlar.

¿De quién son esos libros?

Onlar kimin kitapları?

¿De quién son esos zapatos?

Şunlar kimin ayakkabıları?

¿Qué hiciste con esos libros?

Şu kitaplarla ne yaptın?

Esos dos niños son primos.

Şu iki çocuk kuzendir.

Y si entendemos esos circuitos,

ve bu bağlantıları anlarsak,

Todos esos sonidos y esa grafía

Tüm o sesler ve yazım,

Y esos experimentos son muy importantes,

O laboratuvar deneyleri inanılmaz derecede önemli.

Debemos desmantelar esos sistemas de violencia

Amerika'da meydana gelen bu şiddetin sistemlerini

O podemos ir hacia esos árboles,

Ya da bu ağaçlardan birine gidip

Digamos que si esos factores predicen

Diyelim ki bu faktörler,

Durante años, mantuve esos recuerdos enterrados,

Anıları yıllarca bastırdım,

Se subieron a esos hermosos 'barcos'

o güzel 'kayıklara' binip gittiler

Esos zapatos aprietan demasiado. Hacen daño.

Bu ayakkabılar çok dar. Acıtıyorlar.

Esos países solían pertenecer a Francia.

Bu ülkeler Fransa'ya aitti.

Esos dos experimentos entregaron resultados similares.

Şu iki deney benzer sonuçlar vermiştir.

Esos trenes parten cada tres minutos.

Şu trenler her üç dakikada bir çalışırlar.

- Estos son regalos.
- Esos son regalos.

Onlar hediye.

Tengo que elegir entre esos dos.

Ben bu ikisinin arasında seçim yapmak zorundayım.

Esos zapatos están pasados de moda.

Bu ayakkabılar eski modadır.

- Esos son míos.
- Esas son mías.

Onlar benim.

¿Por qué quieres uno de esos?

Neden onlardan birini istiyorsun?

Esos zapatos fueron fabricados en Italia.

Şu ayakkabılar İtalya'da yapıldı.

Estoy muy interesado en esos relatos.

Bu hikayelerden çok etkileniyorum.

No todos esos libros son útiles.

Bu kitapların hepsi kullanışlı değil.

Esos hombres están hablando en francés.

- Şu adamlar Fransızca konuşuyorlar.
- Şu adamlar Fransızca konuşuyor.
- O adamlar Fransızca konuşuyorlar.
- O adamlar Fransızca konuşuyor.

Esos dos no se llevan bien.

O ikisi geçinemezler.

Tiene usted que ajustar esos tornillos.

Sen o vidaları sıkmak zorundasın.