Examples of using "área" in a sentence and their turkish translations:
Ben alandaydım.
o bölge kazıldı
Bölge sessizdi.
Bölgeyi iyi tanıyor musun?
Büyük bir yosun ormanının koruduğu
Şimdi bu bölgeyi terk et.
O bölgeye gitmeyin.
bir hakemlik sürecinden geçer.
evindeki bir bölümü fark ettim,
Evet, Lidya o bölgedeydi
ben çok geniş bir alanı görebiliyorum
Görünen o ki hassas bir noktaya dokunduk.
Nehir geniş bir alanı su altında bıraktı.
Avlanmak bu alanda yasaklanmıştır.
Bu alanda nadiren kar yağar.
Bu bölgede su kıtlığı var.
Bu alanın dışında yürümeyin.
Uzmanlık alanın ne?
Bu sınırlı alan üstündeki odağınızı dağıtmaya çalışacağım.
Karanlık, sessiz bir alan arıyor.
bu alandaki araştırmaları desteklemek
altındaki bölgeden haberleri dahi yok
Benim kasık bölgemde bir kaşıntım var.
Bu alanda birçok yabani hayvanlar var.
Bu alana yakın plaj var mı?
Tom konu hakkında bir otorite.
Şöyle yapmalı ve potayı savunmalıydık."
Bu bölge, Ejderhalar Diyarı olarak bilinir
Senin tek başına oralara gitmen risklidir.
Bölgenizdeki ortalama bir evin değeri nedir?
Ben bu alanda bir ev inşa etmeyi asla düşünmezdim.
Tüm bu bölge, donmuş bir göle benziyor.
bölgedeki insanlara bulaşıp hasta edip
insanların yaşadığı bölgeye gelmesini engellemek
Bu yerleşim alanı yaşamak için rahat.
Benim bölümümde yedi erkek ve dört kadın var.
Bu bölgede herhangi bir yusufçuk gördüğümden beri uzun zaman oldu.
Bölgemizde sebze üretimi artmaktadır.
Dairenin alanı için hangi formül kullanılır?
Çatışma hızlıca büyüyor, ve araziye yayılıyor.
hastası olanlar iyileştirmek için o bölgeye götürüyor
bu patlama 2 bin kilometre kare alanı doğrudan etkiledi
Roma yurttaşlarının ikamet ettiği böyle öne çıkan bir bölgeyi tehdit etmenin...
Odanın alanı iki buçuk metre karedir.
- Siz bu mahallenin çocuğu musunuz?
- Siz bu civardan mısınız?
Her zamankinden daha fazla bir sağlık bakım sistemi reformu gerekli.
Hangi alanda uzmansın?
ama bunda sorun yoktu çünkü bu alanda onlarca yıllık deneyimim vardı -
Eriyen dondurmanın etrafındaki alan karıncalarla kaynıyordu.
Bu, bu bölgede bugüne kadar en iyi deniz ürünleri restoranıdır.
oradan tekrar içeriye giren kuvvet çizgilerinin oluşturduğu alana
Buralarda bir sürü vahşi hayvan var.
O bana bu alanda deneyimimin olup olmadığını sordu ve ben hayır dedim.
duasının kabul olmasını isteyenler yine o bölgede soluğu alıyorlar
O, o bölgedeki yoksullara yardım etmek için onun enerjisine yatırım yapıyor.
Tom Mary'ye bir okul bölgesinde çok hızlı sürmemesini tavsiye etti.
Sami'nin arabası Kahire'deki bir yerleşim bölgesinde terk edilmiş bulundu.
Mary arkadaşını otele kadar takip etti çünkü bölgeyi iyi bilmiyordu.
Afet bölgesine gönderilmek üzere hazır eski giysiler ile dolu üç yüz karton kutu vardı.
Bu alanda yaşayan insanlar su yokluğu nedeniyle ölüyor.
Yine noktalar burada, böylece projeksiyonun şekli bozarken
Japonya dört büyük ada ve 3.000'in üzerinde küçük adadan oluşur ve alan olarak hemen hemen Kaliforniya'ya eşittir.
Aslında engelliyor fakat kadın yine bu sefer aynı saatte farklı bir bölgede farklı bir şekilde yine ölüyor
Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.