Examples of using "¡ven" in a sentence and their turkish translations:
- Buraya gel!
- Buraya gel.
Gel benimle!
Gel!
Buraya gel!
- Derhal gel.
- Hemen buraya gel.
- Buraya gel evlat.
- Gel hele uşağum.
Bizimle gel.
Her zaman gel.
Gel onu al.
Gel bana yardım et.
Görüyor musunuz?
Bunu gördünüz mü?
Görüyor musunuz?
Şu var ki...
Yanımda gel!
Derhal gel.
Yalnız gel.
Gel buraya!
Yakında buraya gel.
Buraya gel, çabuk!
- Buraya gel!
- Buraya gel.
Gel bana yardım et.
Yarın beni görmeye gelin.
Bunlar iyi görünüyor.
Larvaları görüyor musunuz?
Görüyor musunuz?
"Hadisene, karşımdaki engel.
Buraya gel, Tom.
Sen buraya gel.
Benimle gel, olur mu?
Gelin ve bize katılın.
Gel, İsa yanıtladı.
Bizi görmeye gel!
Lütfen gel.
Yarından sonraki gün gel.
Şimdi benimle gel.
- Gel ve onu al.
- Gel de al.
Gel de tadına bak!
Hadi buraya gelsene.
Buraya gel, John.
Gel gelebilirsen.
Benimle dışarıya gel.
Onlar TV izler mi?
Gelebiliyorsan, gel!
Onlar müthiş görünüyorlar.
İçeriye gel.
Gelebiliyorsan gel!
Eve gel.
Gel ve bir kere dene.
Buraya gel, eşek!
Onlar görüşürler.
Beni görmeye gel.
Beni ziyarete gel.
İsmail, buraya gel!
Ne zaman istersen gel.
Hemen buraya gel.
Lütfen yine gel.
Mutlu görünüyorlar.
Bu durum sizin için bir anlam ifade ediyor mu?
Üstündeki sinekleri görüyor musunuz?
Tomurcukların uçlarını görüyor musunuz?
Tomurcukları gördünüz mü?
İçindeki şeyleri görüyor musunuz?
İşte dostum. İşte böyle.
Kapibaralar onu fark etti.
Arkada gördüğünüz kazıcı olan.
atla gel şaban
Çabuk gel!
Odama gel.
Onlar sağlıklı görünüyorlar.
Mümkünse gel.
Buraya gel küçük kız, otur!
Buraya gel ve otur.
Bizim masaya gel.
Lütfen benimle gel.