Examples of using "центр" in a sentence and their turkish translations:
Merkez bir idealdir.
Alışveriş merkezi terk edilmiş.
Tom şehir merkezine gitti.
Alıveriş merkezi yıkılacak.
Şehir merkezine gidiyorum.
Alexanderplatz Berlin'in merkezindedir.
En yakın akaryakıt istasyonu nerede?
Alışveriş merkezine gidelim.
Alışveriş merkezi nerede?
- Evrenin merkezi dünya değildir.
- Dünya, evrenin merkezi değildir.
Osaka, Japonya'daki ticaret merkezidir.
Buraya yakın bir alışveriş merkezi var mı?
Doğruca şehir merkezine çıkan ana yol.
Bu da yeni spor merkezi,
En yakın alışveriş merkezi nerede?
Şehir merkezine gidiyorum.
Bizimle çarşıya gel.
Rynok Meydanı kentin tarihi merkezidir.
Pazarın kurulduğu meydan şehrin tarihi merkezi konumunda.
O, rehabilitasyona gitti.
Tom alışveriş merkezine gidecek.
Alışveriş merkezine gittim.
Tom arkadaşları ile birlikte kent merkezine gitti.
Tom ve ben alışveriş merkezine gidiyoruz.
ambulans onu kriz ünitesine götürecekti,
Otobüs seni şehir merkezine bırakacak.
Tom alışveriş merkezine gitmeyi seviyor.
Galaktik merkezi Yay Takımyıldızında yer almaktadır.
Bu gece alışveriş merkezine gidelim.
Şehir içi otobüsler nereden kalkar?
Bu otobüs şehir merkezine gider mi?
Aristo dünya'nın evrenin merkezi olduğuna inanıyordu.
Alışveriş merkezi hangi saatlerde açık?
Şehir merkezini atlayacağız.
Bu mağaza bugün kapalı.
Pazar günü sık sık şehir merkezine giderim.
10 gün süresince bir topluluk salonu oluşturulur,
- Paris bir şekilde, dünyanın merkezidir.
- Paris bir bakıma dünyanın merkezidir.
Ben alışveriş merkezine gidemem.
Arkadaşlarımla alışveriş merkezine gittim.
Şehir merkezine gitme modumda değilim.
Tom alışveriş yapmak için şehir merkezine gitti.
Salon, kağıt hamurundan ve Paris alçısından yapılır.
Dünya'nın en büyük kara memelisi şehrin tam göbeğinden geçip gidiyor.
Bugün avm o gün kapı açıyorlar
Tom bu öğleden sonra kent merkezine gitti.
Alışveriş yapmak için şehir merkezine gidiyoruz.
Şehir merkezindeki Boston'u seviyorum.
O alışveriş merkezinden alışveriş etmeyi severim.
Onlarla buluşmak için şehir merkezine gittim.
Mücadelem; yapabildiğimin en iyisiyle onun merkezini bulmak.
İnsanı evrenin merkezine koyan Leonardo'nun yaptığı Vitruvius Adamı Çizimi
Ertesi gün, Lannes ordusu Avusturya merkezine bir saldırı düzenledi,
Onlar bir otel ve bir alışveriş merkezi inşa etmek için ormanı kesmek istiyor.
Bu kara ayılar, kış uykusuna yatmadan hemen önce kendilerini şehre atıyor.
Teröristler 2001 yılında New York'ta Dünya Ticaret Merkezi'ne saldırdı.
Otobüs seni şehir merkezine götürecek.
Ama bizim İngiltere'deki yardım hattımıza gelirseniz, siz de gülüşmeler duyarsınız.
- Burada hiç Rusça kitap yok, şehrin merkezindeki başka bir dükkana gitmemiz gerek.
- Burada Rusça kitaplar yok, şehir merkezinde diğer kitapçıya gitmeliyiz.
"Levada Center" örgütüne göre, Rusların yaklaşık %70'i eski SSCB dışına hiç çıkmamıştır.
Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner.