Examples of using "уговорил" in a sentence and their turkish translations:
Tom beni gitmeye ikna etti.
Tom, Mary'yi terk etmeye ikna etti.
Tom beni ona ikna etti.
Tom Mary'yi bunu yapmaya ikna etti.
Tom sana nasıl şarkı söyletti?
Tom Mary'yi yardım etmeye ikna etti.
Tom Mary'yi gitmeye ikna etti.
Tom bunu yaparken seninle nasıl konuştu?
Tom zaten gitmemem için beni ikna etti.
Tom sana ona nasıl yardım ettirdi?
Yoko'yu sigarayı bırakması için ikna ettim.
Tom beni bunu yapmam için ikna etti.
Tom'u gelmesi için nasıl ikna ettin?
Tom Mary'yi ona yardım etmesi için ikna etti.
Tom Mary'yi işini bırakması için ikna etti.
Tom Mary'yi bunu yapmaya ikna etti.
Tom, Mary'yi şarkı söylemeye nasıl ikna etti?
Tom'u bunu yapmaya ikna ettim.
Tom'u yardım etmeye ikna eden benim.
Daha çok çalışması için erkek kardeşimi ikna ettim.
Tom'u partiye gitmesi için ikna ettim.
Tom, Mary'yi ikna etti.
Tom Mary'yi biraz para bağışlamaya ikna etti.
Tom seni ona nasıl ikna etti?
Ona odamı temizlettim.
Tom Mary'yi kahve için dışarı çıkmaya ikna etti.
Tom Mary'yi bize yardım etmeye nasıl ikna etti?
Bunu yapmak için Mary'yi ikna eden kişi Tom'dur.
Tom, Mary'yi ona biraz para ödün vermesi için ikna etti.
Tom'u araba kullanmaya ikna ettim.
Tom Mary'yi araba sürmeye ikna etti.
Tom'u partiye gitmeye ikna ettim.
Tom gitmemesi için Mary'yi ikna etti.
Tom Mary'yi çocukları için çocukbakıcılığı yapmaya nasıl ikna etti?
Tom kendisiyle dansa gitmesi için Mary'yi ikna etti.
Tom beni kulübüne katılmam için ikna etti.
Onu onunla evlenmeye ikna ettim.
Tom Mary'yi grubumuza katılması için ikna etti.
Tom, Mary'yi onunla düet yapmaya ikna etti.
Tom Mary'yi bunu onun için yapmaya ikna etti.
Tom onu onunla birlikte sinemaya gitmesi için ikna etti.
- Tom onunla kiliseye gitmem için benimle konuştu.
- Tom beni onunla kiliseye gitmeye ikna etti.
- Tom beni kendisiyle kiliseye gitmeye ikna etti.
- Tom beni kiliseye onunla gitmeye ikna etti.
Tom kalmam için ikna etti.
Tom sonunda Mary'yi akordeonunu ona ödünç vermesi için ikna etti.
Sonunda Tom'u bisikletini bana ödünç vermesi için ikna ettim.
Kitabı bana vermesi için sonunda onu ikna ettim.
Kızını, onunla birlikte partiye gitmeye ikna etti.
İyi arkadaşım, Tom, beni Boston'a gitmem için ikna etti.
Doktor sigarayı bırakması için onu ikna etti.
Onu polise teslim olmaya ikna ettim.
Onu evini satmaya ikna ettim.
Tom Mary'yi bunu yapmaya ikna etti.
Şarkı söylemesi için Tom'u nasıl ikna ettin?
Tom'u ayrılmamaya nasıl ikna ettin?
- Onu partiye gitmeye ikna ettim.
- Partiye gitmesi için onu ikna ettim.
Onu Tom'a yaptırdım.
Tom'u onu yapmaya nasıl ikna ettin?
Tom'u bizimle gitmesi için ikna ettim.
Tom seni buna nasıl ikna etti?
Tom'u sana yardım etmeye nasıl ikna ettin?
Tom'u ikna ettin mi?
Beni gitmeye ikna ettiğin için memnun oldum.
Fikirden vazgeçmesi için onu ikna ettim.
Tom'u onu benim için yapmaya ikna ettim.
Tom'u onu yapmayı kesmeye ikna eden kişi benim.
Onu nasıl ikna ettiniz?
Bize yardım etmesi için Tom'u ikna etmeni istiyorum.
Tom'u artık bunu yapmamaya ikna eden kişi benim.
Mary'yi bunu yapmaya ikna eden kişi Tom'dur.
Mary'yi bunu yapmaya ikna eden kişi Tom değildi.
Tom Mary'yi bunu yapmamaya ikna eden kişidir.
Tom Mary'yi onunla evlenmesi için nasıl ikna etti?
Kağıdımı Tom'a düzelttirdim.
Tom'u seninle Boston'a gitmeye nasıl ikna ettin?
Onu nasıl ikna ettin?
Tom'u size bu kadar çok para vermeye nasıl ikna ettiniz?