Examples of using "сравнению" in a sentence and their turkish translations:
Londra, Tokyo'ya kıyasla küçüktür.
Bununla karşılaştırınca şu daha iyi.
Seninki ile karşılaştırıldığında benim arabam küçük.
Sizin sorunlarınız benimkilerle karşılaştırıldığında hiçbir şey.
Londra Paris ile karşılaştırıldığında büyüktür.
Onunla karşılaştırıldığında şanslıyım.
Güneşle karşılaştırıldığında dünya küçüktür.
- Onunla karşılaştırıldığında çok gürültücüydü.
- Onunla kıyasla çok gürültücüydü.
Tom'la karşılaştırıldığında ben şanslıyım.
Sizinle karşılaştırıldığında biz çocuğuz.
Bizim evle karşılaştırıldığında, onunki bir saray.
Kaplanlarla karşılaştırıldığında, ayılar güzel hayvanlardır.
Tom'a kıyasla çok gencim.
Kocamla karşılaştırıldığında genç görünüyorum.
Manhattan ile karşılaştırıldığında böyle görünüyor.
Kyushu ile karşılaştırılırsa Hokkaido çok soğuktur.
Babasıyla karşılaştırıldığında, basiretten yoksundur.
Ben bugün dünden çok daha iyiyim.
Bizim evle karşılaştırıldığında, seninki bir saray.
Kır yaşamı,şehir yaşamıyla karşılaştırıldığında çok huzurludur.
Bizim evimizle karşılaştırıldığında, onunki neredeyse bir saray.
kıyaslanan benzer dönem sadece bir yıl öncesiydi.
Benim ev onunkinin yanında küçük görünüyor.
New York ile karşılaştırıldığında, Tokyo çok daha güvenli bir yerdir.
Bu bina New York taki gökdelenlerle karşılaştırıldığında küçük.
Geçen yılla karşılaştırıldığında bahar bu yıl geç geldi.
Eski modelle karşılaştırıldığında bunu kullanmak çok daha kolaydır.
Geçen yılla karşılaştırıldığında, bahar bu yıl erken geldi.
okulda yabancı dil görmek zaman kaybı.''
Ama beş metrelik hayalet vatozlar bile denizlerdeki en büyük balığın yanında ufak kalır.
dünyanın boyutu ile bizi koruduğu evrene kıyasla
Geçen yaza nazaran bu yıl pek yağış yoktu.
Her şey geçen yıl olduğundan daha fazlaya mal oluyor.
Fiyat geçen yılkinin iki katı.
Onu son gördüğümden daha şişman.
Bulaşık makinesi ötekilere kıyaslanacak olursa nispeten yeni bir beyaz eşya türüdür.