Examples of using "ничто" in a sentence and their turkish translations:
Hiçbir şey bizi korkutmaz.
Hiçbir şey ücretsiz değil.
Hiçbir şey kalıcı değildir.
Hiçbir şey kıpırdamıyordu.
- Hiçbir şeyin faydası olmayacak.
- Hiçbir şey fayda etmeyecek.
Hiçbir şey kutsal değil.
Hiçbir şey bağışlanmaz.
Hiçbir şey seni durduramaz.
Hiçbir şey onu durduramaz.
Hiçbir şey onu durduramaz.
Hiçbir şey onları durduramaz.
Hiçbir şey beni korkutmuyor.
Hiçbir şey ebediyen sürmez.
Hiçbir şey kolay gelmez.
Hiçbir şey onu rahatsız etmez.
Bir kadın erkeksiz bir şey değildir.
Onu hiçbir şey durdurmayacak.
Hiçbir şey Tom'u rahatsız etmez.
Hiçbir şey onları korkutmaz.
Hiçbir şey onu korkutmaz.
Yüz dolar bir şey değildir.
Hiçbir şey onu durduramazdı.
Artık bizi hiçbir şey durduramaz.
Sen olmadan ben hiçbir şeyim.
Hiçbir şey hayatımı değiştirmeyecek.
Hiçbir şey onu ikna etmezdi.
Hiçbir şey boşanmayı önlememeli.
Bunlardan hiçbiri iyi değil.
Hiçbir şey beni durduramaz.
Hiçbir şey bizi durduramaz.
Tom'u hiçbir şey mutlu etmez.
Artık bizi durduracak bir şey yok.
Hiçbir şey bizi durduramaz.
Hiçbir şey onu durduramaz.
Hiçbir şey eğlencenin tadını kaçırtamaz.
Bir şey eksik değil.
Bunu hiçbir şey değiştiremez.
Hiçbir şey mantıklı değil.
Güneşin altında yeni bir şey yok.
Hiçbir şey artık beni korkutmuyor.
Sizin sorunlarınız benimkilerle karşılaştırıldığında hiçbir şey.
Hiçbir şey ondan vazgeçmem için beni zorlayamaz.
Hiçbir şey onun güzelliği ile karşılaştırılamaz.
- Sen gerçekleştirmedikçe hiçbir şey olmaz.
- Gerçekleştirmediğin sürece hiçbir şey olmaz.
Bunların hiçbiri beni şaşırtmadı.
Hiçbir şey onu durduramadı.
- Hiçbir şey bozuk değil.
- Hiçbir şey kırık değil.
Artık onları hiçbir şey kurtaramaz.
Hiçbir şey değişmedi.
Bunlardan herhangi birini ilginç bulmuyorum.
Hiçbir şey değişmez.
Onun hiçbiri gerçek değildi.
Hiçbir şey genel valiyi kurtaramaz.
Yaşayan hiçbir şey havasız yaşayamazdı.
Kimse unutulmadı ve hiçbir şey unutulmuş değil.
- Bizim sorunlarımız onunkine kıyasla hiçbir şey.
- Onunki ile karşılaştırıldığında bizim sorunlarımız önemsiz.
Hiçbir şey bana daha büyük bir zevk vermezdi.
Hiçbir şey mükemmel değildir.
Sana olan aşkımı hiçbir şey değiştirmeyecek.
Hiçbir şeyin sonsuza dek sürmediğini biliyorum.
Kavrulmuş kahvenin kokusu gibi bir şey yok.
Bu toprakta bir şey yetişmez gibi görünüyor.
Her şey akıp gidiyor, hiçbir şey ayakta kalmıyor henüz.
Hiçbir şey göründüğü gibi değildir.
- Hiçbir şey tesadüfen olmaz.
- Hiçbir şey şans eseri olmaz.
Ben insanım, insana dair hiçbir şey bana yabancı olamaz.
Bir bardak doğal, taze sıkılmış meyve suyu gibi bir şey yok.
Hiçbir şeyi istediğimiz kadar ucuza almayız.
Bu ya Sezar ya da hiçbir şey.
Öyle bir dünyada yaşamak istiyoruz ki, kaybedilen hiçbir şey olmasın.
Umarım hiçbir şey birlikteki son günümüzü mahvetmez.
Aşkından başka hiçbir şey onu kurtaramaz artık.
Bu zalim dünyada hiçbir şey sonsuz değildir, dertlerimiz bile.
Hiç kimse ve hiçbir şey onu kendinden çıkarabilir.
Hiçbir şey vakum içindeki ışık hızından daha hızlı seyahat edemez.
Her zaman düşmanlarını affet. Hiçbir şey onları daha fazla rahatsız edemez.
Yine de bu iki avantajın hiçbiri bizim üstün öğrenme yeteneğimizi geçemez.
Terli bir atkıdan geçmiş olan altınfıçı kaktüsü suyu gibisi yoktur.
Bir tam günlük çalışmadan sonra bir bardak bira gibi bir şey yoktur.
Hiçbir şey mantıklı değil.
Hiç kimse büyük bir kelime hazinesi olan bir deliden daha tehlikeli değildir.
Hiçbir şey bir yaratıcı olmadan var olmazdı.
Beni artık hiçbir şey burada tutamıyor.
Hiçbir şey eksik değil.
Hâlâ güvende olduğumuzu düşünüyorum.
Hiçbir şey ondan daha iyi olamaz.
Ben orada güvende olduğumu biliyordum.
Birinin cesaretini test etmek için yakın muharebe gibisi yoktur.
Oraya murdar hiçbir şey, iğrenç ve aldatıcı işler yapan hiç kimse asla girmeyecek; yalnız adları Kuzu'nun yaşam kitabında yazılı olanlar girecek.
Peygamberlikte bulunabilsem, bütün sırları bilsem, her bilgiye sahip olsam, dağları yerinden oynatacak kadar büyük imanım olsa, ama sevgim olmasa, bir hiçim.
Her şey onun aracılığıyla var oldu ve var olan hiçbir şey onsuz olmadı.