Examples of using "сил" in a sentence and their turkish translations:
Bitkin olmalısın.
Herkes bitkin.
Tom mümkün olduğunca sıkı çalışıyordu.
Ve biz çok yorulduk
Elinizden gelenin en iyisini yapın!
Hayatının baharındasın.
Ben çok yorgunum.
Onun enerjisi tükendi.
Bu beni aşar.
Tom'a bitkin olduğumu söyle.
ilgilenecek hiç enerjiniz kalmaz.
Artık güç dengesizliği kurulmuştu,
Sporla uğraşan bir çocuktu,
Elimden geleni yapıyorum.
Biz elimizden geleni yaptık.
Onlar bitkin.
Elimden geleni yapmaya çalışıyordum.
O, can havliyle koştu.
Ben bitkinim. Yatıyorum.
Ben mümkün olduğunca hızlı koştum.
Biz çok yorgunuz.
Tom kesinlikle bugün enerji dolu.
Tom avazı çıktığı kadar bağırdı.
Tom elinden geldiği kadar çok çalışıyor.
Elimden geldiğince yazarım.
Elimden geldiğince çalışırım.
Tom Mary'yi ikna etmek için elinden geleni yaptı.
ve eğer kullanırsanız bu çok güçlü bir şey.
Ben elimden geldiği kadar yardımcı olacağım.
Tom kendini kurtarmak için mücadele etti.
Bu kitabı anlamak benim becerilerimi aşar.
Ben elimden geleni yapacağım.
Ali topa abandı.
- Ben çok yorgunum.
- Çok yorgunum.
- Çok yoruldum.
O çok çalıştı fakat başarısız oldu.
İkimiz de hâlen güçlüyüz.
Kız gözyaşlarını tutmak için çok gayret etti.
Kutuyu kaldırmak için bütün gücüyle çabaladı.
O, uzun bir yolculuk yapmak için yeterli enerjiye sahip mi?
O, şimdi erkekliğinin en güzel çağında.
Tom sigarayı bırakmak için çok uğraşıyor.
Tom soğukkanlılığını korumak için mücadele etti.
Tom sakin olmak için mücadele etti.
O, bütün gücüyle durmuş arabayı itti.
Yolculuktan sonra, kendimizi çok yorgun hissettik.
Tom'a yardım etmek için elimizden geleni yapmaya çalıştık.
Onu izlemeye cüret edemem.
Denemeye devam edecek gücüm yok.
Tom elinden geleni yaptı, ama başarısız oldu.
Jane geyiğin arkasından elinden geldiği kadar hızlı koştu.
Elimden geleni yapacağım, sana söz veriyorum.
Elimden geldiğince sana destek olacağım.
O mümkün olduğu kadar sıkı çalışmaya çalışıyor.
Tom tepeye tırmanmak için çabaladı.
Burada insanlar şehrin tersine döneceğini bilerek,
Ve başarabilmek için ise mücadele veriyor
Çok çalışarak kaybedilen zamanı telafi etti.
Bütün gün çalıştıktan sonra bitkin olmalısın.
Elimden geleni yapmadığımı düşünüyor musun?
Buraya zamanında gelmek için elimden geleni denedim.
O, o kadar yorgundu ki zorlukla nefes alabiliyordu.
Tom çok deniyor.
O, bana yardım etme zahmetinde bulunmadı.
Elinden geleni yap ve başarılı ol.
Tom'a yetişebilmek için son sürat koşturdum.
sık sık uyum sağlamakta zorlanırdım.
bunu yaparsan ormanın tüm sürecine müdahale etmiş oluyorsun.
Aslan kafesinden dışarı çıkmak için mücadele etti.
Çok yoruldum!
O benim gücümün ötesinde.
Tom geçimini yapmak için çabaladı.
Savaştım.
altı aylık bebekler.
her zaman kendi kuvvetlerinin yeri ve gücü hakkında güncel bilgilere sahip olmasını sağladı ...
Aklını şüphelerden temizlemek için çok çabaladı.
O, çok çalışmasına rağmen bir şey değişmedi.
Ben elimden geleni yaptım ama yine de yarışı kaybettim.
Elimizden geleni deneyeceğiz.
Tom ayağı takılıp düşmemek için çok çalışıyor.
Tom hayatının baharında öldü.
Eğer bulaşık yıkamak için gücün yoksa, bir bulaşık makinesi al.
Tom kazadan sonra tekrar yürümek için çabaladı.
Tom Mary'nin iyi zaman geçirdiğinden emin olmak için zahmete katlandı.
para ödenmesi için çok çalışmasını söylemek epey zor.
anneleri olmadan hayatta kalacak yetenek veya güce henüz sahip değiller.
Öğretmenimiz bize elimizden geleni yapmamızı söyledi.
"Bu kavanozu açamıyorum. Yeterli gücüm yok." "Bırak ben yapayım."
Tom'la tartışmak için gücüm ve kararlılığım yoktu.
Tom'u bulmak için çok uğraştığını sanmıyorum.
John fizik problemine cevap bulmak için çaba harcadı.
Birçokları, savunma bütçesindeki kesintilerin ordunun etkinliğini baltalayacağından korkuyorlar.
Tom, başkalarına yardım etmek için yola çıkan kişi türüdür.