Examples of using "предполагал" in a sentence and their turkish translations:
Onun geleceğini umuyordum.
Ben asla onu önermedim.
Kolomb dünyanın yuvarlak olduğunu varsaydı.
Cannon'ın açıklamasına göre bu algısal kontrol eksikliği,
Hava burada umduğumdan daha soğuk.
Hiç kimse, onun yeniden aday olmasını beklemiyordu.
Bunu yapmak düşündüğüm kadar zor değildi.
Tom'un bu kadar kısa sürede buraya gelmesini beklemiyordum.
Onun, bu toplantının ne kadar önemli olduğu hakkında bir fikri yok.
Tom Mary'nin ondan bir şey sakladığını sandı.
Onunla böyle bir yerde karşılaşmayı hiç ummuyordum.
Okula geç kalan öğrencilerin sayısı beklediğimden çok daha azdı.
Bu kadar çok ünlü insanlarla tanışabileceğimi bir an bile asla hayal etmedim.
Benim yaşımda bu tür bir şeyi hâlâ yapıyor olacağımı bir an bile düşünmedim.
Tom'un Mary'ye aşık olacağını beklemiyordum.