Examples of using "потеряет" in a sentence and their turkish translations:
O, zaman kaybedecek.
Tom her şeyi kaybedecek.
Tom muhtemelen her şeyi kaybedecek.
Tom muhtemelen işini kaybedecek.
Dişi aslan, Yeni Ay'ın kara gecelerinin getirdiği avantajı yakında kaybedecek.
Gümüş eşyaları cilalı tutmazsan parlaklığını kaybederler.
Kaybeden gülümserse kazanan zaferin heyecanını kaybeder.
Ve Tilsit'de en çok kaybeden de Prusya'ydı
Almanya uzun bir yıpranma savaşını kaybedeceğini bilir daha büyük kaynaklara sahip Müttefikler'e karşı.
Tom bana işini kaybetse bile tasarrufları ile bir süre yaşayabileceğini söyledi.
Günümüzde bir oğlan 18 yaşına kadar bekaretini kaybetmezse, o büyük olasılıkla travmalı olacaktır.