Examples of using "позволяй" in a sentence and their turkish translations:
Islık çalmasına izin verme.
Onun yüzmesine izin verme.
Tom'un vazgeçmesine izin verme.
Onun onu yemesine izin verme.
Onun arabayı almasına izin verme.
Onun lambayı açmasına izin verme.
Senin gözünü korkutmasına izin verme.
Onların dikkatini dağıtmasına izin verme.
Onların dikkatini dağıtmasına izin verme.
Tom'un dikkatini dağıtmasına izin verme.
Onun senin dikkatini dağıtmasına izin verme.
Kimseyi odaya girdirme.
Onun yatağa tırmanmasına izin verme.
Onun bu müziği dinlemesine izin verme.
Onu Tom'a yalnız başına yaptırma.
Kendini çok fazla kaptırma.
Kimsenin seni durdurmasına izin verme.
Tom'un kimseyle konuşmasına izin verme.
Tom'un sana ne yapacağını söylemesine izin verme.
Onu bağırtma.
Onun düşmesine izin vermeyin.
Onların bunu yemesine izin verme.
- Seni durdurmamıza izin verme.
- Sizi durdurmamıza izin vermeyin.
- Biz sana mâni olmayalım.
- Biz size mâni olmayalım.
Onların bunu yapmasına izin verme.
Onun bunu yapmasına izin verme.
Onun bunu yapmasına izin vermeyin.
Tom'un Mary'ye yardım etmesine izin verme.
Ona dokunmasına izin verme.
Tom'a sebzelerini yiyinceye kadar tatlı yemesine izin verme.
İnsanların sizden yararlanmasına izin vermeyin.
Onun piyano çalmasına izin vermeyin.
Çocukların caddede oynamalarına izin verme.
Çocukların yolda oynamasına izin vermeyin.
- Senin arabanı sürmesine izin verme.
- Arabanızı sürmesine izin vermeyin.
Onun seni korkutmasına izin verme.
Tom'un şarkı söylemesine izin verme.
Tom'un seni korkutmasına izin verme.
Tom'un bilgisayarıma dokunmasına izin verme.
Tom'un onu yapmasına izin verme.
Tom'un yatağa atlamasına izin verme.
Birinin bu düğmeye basmasına izin verme.
İçeri girmelerine izin verme.