Examples of using "минуту" in a sentence and their turkish translations:
Bana bir dakika ver.
Tom'a bir dakika ver.
Hey, bir dakika bekleyin.
Bana bir dakika ver.
Onlar şimdi her an bekleniyorlar.
Bize bir dakika verebilir misin?
Seninle bir dakika konuşabilir miyim?
Bize bir dakika ver, tamam mı?
Zamanının bir anına ihtiyacım var.
Bize bir dakika ver.
Bir dakika bekle, Mary!
Bir dakika susalım.
Onlara bir dakika verelim.
Onlara bir dakika ver.
Ona bir dakika ver.
Ona bir dakika verelim.
Ona bir dakika verelim.
Şimdi, bir dakika bekleyin.
Bana bir dakika ver.
Bizi bir dakika yalnız bırak.
Bir dakika önce Tom'u gördüm.
Sana bir dakika daha vereceğim.
Bir dakika beni dinleyebilir misin?
Bir dakika önce onu gördüm.
- Bir dakika.
- Sadece bir dakika.
O bir dakika içinde dönecek.
Bir dakika içinde döneceğim.
Tom'a bir dakika verelim.
Bir dakika içinde siz çocuklara katılacağım.
Tom bir dakika önce ayrıldı.
Tom bir dakika içinde burada olacak.
Bir dakika içinde gideceğim.
Sadece bir dakika sürecek.
Bir dakika içinde gideceğiz.
Bana yalnızca bir dakika ver.
Dünya enayi ile dolu.
Seninle bir dakika görüşebilir miyim?
Bir dakikaya ineceğiz.
Bir dakika önce kalktım.
Tom bir dakika içinde dönecek.
Bir dakika bekleyin, lütfen!
Bir dakika içinde seni tekrar arayayım.
Onu tam son dakikada yaptım.
O her şeyi son dakikaya bırakır.
Bir dakika bekle; Ben henüz hazır değilim.
Oğluna bir dakika beklemesini söyledi.
Bir dakika önce cep telefonun çaldı.
- Bir dakika içerisinde orada olacağım.
- Bir dakika içinde orada olacağım.
Bu sadece bir dakika sürecek.
Tom bir dakika önce buradaydı.
Bir dakika oturabilir miyim?
Tom'la biraz konuşmam için izin ver.
Kahve bir dakika içinde hazır olacak.
Bir dakika içinde orada olacağız.
Seninle bir dakika konuşabilir miyim?
Bir dakika, telefonum çalıyor.
Bu hemen olmayacak.
Bir an için bizi yalnız bırak.
Bir dakika önce onları gördüm.
Bir dakika önce onu gördüm.
Bir dakika içinde daha iyi olacağım.
O saat bir dakika ileri.
Doktor bir dakika içinde burada olacak.
Tom'un bir dakika beklemesini istedim.
- Tom bir dakikada burada olacak.
- Tom birazdan burada olacak.
Sadece bir dakika konuşmayı bırakmanı istiyorum.
Dakikada kaç kelime okuyabiliyorsun?
birazdan bundan bahsedeceğiz.
Belki iç çamaşırınızı feda etmeniz gerekebilir. Pekâlâ.
Hasta herhangi bir anda ölebilir.
O, bir dakikayla treni kaçırdı.
"Bir dakika içinde döneceğim,"diye ekledi.
Bir dakika bekle. Jimmy'yi arayacağım.
Sadece bir dakika içinde öğreneceğiz.
Tom herhangi bir dakika geri dönecek.
- Bizim planlar son dakikada suya düştü.
- Bizim planlar son dakikada başarısız oldu.
Sadece bana bir dakika daha ver.
Seninle bir dakika konuşabilir miyim?
Neredeyse bitirdim. Bana sadece bir dakika ver.
O bir dakika önce orada değildi.
Hımm, bir dakika.
Tom son dakikada iptal etti.
Her şeyi son dakikaya bırakma.
Üstümü değiştireceğim. Lütfen bir dakikalığına başka tarafa bak.
Onunla hemen ilgilenebilirim.
Bir dakikanızı alabilir miyim?
Bir dakika ayırabilir misin?
Bir dakika bekle. Sana bir şey söylemek istiyorum.
Saatim bir günde bir dakika ileri gider.
tam olarak bir dakika geçirmesi için bir kronometre var.
Biz her an onu bekliyorduk.
Bir dakika ile son treni kaçırdı.
- O, her an geri dönmeli.
- Her an geri gelebilir.
Ben son dakikada randevuyu iptal ettiğim için üzgünüm.
Polis bir dakika içinde burada olacak.
Bir dakika ile treni kaçırdı.
O her an geliyor olacak.