Examples of using "катастрофу" in a sentence and their turkish translations:
bizi felakete sürükleyecek
Birkaç yolcu felaketi atlattı.
Sadece Napolyon'un gelişi felaketi önledi.
Ne yazık ki, birkaç yolcu felaket atlattı.
Uçak kaza yaptı.
Kazada hayatta kalan tek kişiydi.
Bu kaza bir şehirde olmuş olsaydı, bu bir felakete neden olurdu.