Examples of using "дать" in a sentence and their turkish translations:
Benimkini Tom'a verebilirsin.
Sana verecek bir şeyim yok.
Kadınlara hak vermekten, özgürlüğünü vermekten,
Bunu bize verebilir misin?
Bunu bana verebilir misin?
Bize bir dakika verebilir misin?
Sana verecek bir şeyim yok.
verilmeye çalışılan rüşvetleri
Verecek bir şeyim yok.
Onu bana verebilir misin?
Bunu ona verebilir misin?
Onu onlara verebilir misin?
Sana bunu vermek için geldim.
Anahtarları bana verir misin?
Bana ne verebilirsin?
- Bunu sana vermek istedim.
- Bunu size vermek istedim.
Bana zaman vermek zorundasın.
Bunu sana verebilir miyim?
Bunu ona verebilir misin?
Tom'a biraz zaman vermelisin.
Sana biraz tavsiye verebilir miyim?
Bana tarifi verebilir misiniz?
Sana bir şans vermek istedim.
Sana verecek başka bir şeyim yok.
Sana verebileceğim başka bir şeyim yok.
- Tom size öğüt verebilir.
- Tom sana tavsiyede bulunabilir.
Tom'a bir şans vermeliyim.
Bize ne verebilirsin?
Onun bize biraz para vermesini iste.
Ağrı için sana ilaç verebilirim.
Bunu onlara verebilir misin?
Onu bize verebilir misin?
Dinlenmene izin vermeliyiz.
Sana bunu vermek istiyorum.
Onlara bunu vermek istiyorum.
Onlara bir şans vermek zorundayız.
Sana bir şans vermek zorundayım.
Tom'a biraz para vermeyi unutma.
Biraz enerji verecektir.
Bir mesaj da vermek istiyorum
Sana verecek bir şeyim yok.
Gözlerinizi dinlendirmeye çalışın.
Bana bir ipucu verir misin?
Tom'un verecek hiçbir şeyi yoktu.
Sana bir parça tavsiye verebilir miyim?
Aşkı tanımlamak zordur.
Bize herhangi bir tavsiye verebilir misin?
Tom'a bir şans verilmeli.
Tom'a verecek hiçbir şeyim yok.
Bana biraz para verebilir misin?
O bunu sana vermemi söyledi.
Tom bunu sana vermemi söyledi.
Bunu sana veremem.
Sana vermem gereken bir şey var.
Ben onu Tom'a veremem.
Onlara bir şey vermek zorundayız.
Bunu ona veremem.
Ona daha fazla zaman vermek zorundasın.
Bunu ona veremezsin.
Bunu ona veremem.
Sadece bunu sana vermek istedim.
Onu sana veremem.
Size vermem gereken bir şey var.
- Sanırım Tom'a bir şans vermelisin.
- Bence Tom'a bir şans vermelisin.
- Tom'a bir şans vermen gerektiğini düşünüyorum.
- Bana kalırsa Tom'a bir şans vermelisin.
Tom'a daha fazla zaman vermek zorundasın.
Tom bunu Mary'ye vermemi söyledi.
- Bana Tom'un adresini verebilir misin?
- Bana Tom'un adresini verebilir misiniz?
Bana biraz daha zaman verebilir misiniz?
Bunu sana veremem.
Karşılık olarak sana ne verebilirim?
Sana bir şey vermek istiyorum.
Onu onlara vermemi söyledin.
Bunu onlara vermek istiyorum.
Bunu onlara veremem.
Onlara daha fazla zaman vermek zorundasın.
Ona daha fazla zaman vermek zorundasın.
Onlara daha fazla zaman vermek zorundayız.
Onu onlara veremezsin.
Onu ona veremezsin.
Onlara biraz zaman vermelisin.
Sana biraz tavsiye verebilir miyim?
Size hiçbir şey veremiyoruz.
Bunu ona vermek istiyorum.
Bunu ona vermek istiyorum.
Size üç tüyo vermeme izin verin.
size bir tavsiye vermek istiyorum.
Sana biraz tavsiye vereyim.
Ne kadar indirim yapabilirsin?
Ona çiçekler vermeliyiz.
Bize bir röportaj vermeyi kabul etti.
O bize bir röportaj vermeyi kabul etti.
Onlar bize bir röportaj vermeyi kabul ettiler
Bana bundan verebilir misiniz, lütfen?
Sana bir açıklama borçluyum.
Sana verecek başka hiçbir şey yok.
Tom'un dinlenmesine izin vermeliyiz.
Sana biraz tavsiye verebilir miyim?
- Onu Tom'a vermeliyim.
- Onu Tom'a vermem gerekiyor.