Examples of using "выдержать" in a sentence and their turkish translations:
dayanabilirsek
metrelerce seyahat edebilmesi gerekir
Bunun üstesinden gelebileceğimi düşünüyorum.
Bu buz senin ağırlığına dayanamayacak kadar ince.
Buz senin ağırlığını taşıyamayacak kadar ince.
Buz bizim ağırlığımızı taşıyacak kadar kalın değil.
Bu sıcak Yaza dayanamıyorum.
Bu merdiven benim ağırlığımı taşıyacak kadar güçlü mü?
Gölün üstündeki buz senin ağırlığını taşımak için çok ince.
Toplaşarak, dondurucu soğuklardan sağ çıkacak ısıyı koruyabiliyorlar.
Seninle altı saat yalnız geçirmeye katlanabileceğimi sanmıyorum.
çünkü günümüzde kullandığımız harç'lardan hiçbirisi bu kadar ağırlıktaki bir yükü kaldırabilecek sağlamlıkta değil
Ayartılmaktan başka her şeye dayanabilirim.