Examples of using "встречу" in a sentence and their turkish translations:
Sen toplantıyı kaçırdın.
Toplantıyı kim düzenledi?
Toplantıyı iptal etmemiz gerekiyor.
Onlar bir toplantı düzenlediler.
Bir toplantı düzenleyeceğiz.
Bir randevuyu iptal etti.
Şirket toplantıyı iptal etti.
- Randevuyu iptal ettim.
- Görüşmeyi iptal ettim.
Seninle istasyonda buluşacağım.
Seni hastanede karşılayacağım.
Seninle tanışacağımı umuyordum.
O toplantıyı kim düzenledi?
Seninle orada buluşacağım.
Bir gün onunla tanışacağım.
Toplantıyı iptal edeceğim.
- Tom'la orada buluşacağım.
- Tom ile orada buluşacağım.
Ben randevumu ertelemek zorunda kaldım.
İlk randevumuzu hatırlıyor musun?
Yarınki toplantıya gelir misin?
Toplantıyı ertelemek zorundayım.
Tom toplantıyı ertelememizi önerdi.
Tom toplantıyı ertelemeye karar verdi.
Mary randevusunu unuttu.
Toplantıyı bir haftalığına erteledik.
Seninle tanışmayı umuyorum.
- Seni havaalanından almamı istiyor musun?
- Havaalanında seni almamı ister misin?
- Toplantı gelecek pazara kadar ertelendi.
- Toplantı gelecek cumaya kadar ertelendi.
Toplantı gelecek haftaya kadar ertelendi.
Toplantı iptal edildi.
Tayfun nedeniyle görüşme iptal edildi.
Sanırım bu toplantıyı bitirmenin zamanıdır.
- Vaktinde toplantıda olamayacağız.
- Toplantıya vaktinde yetişemeyeceğiz.
Toplantıyı iptal edemezsin.
İlk kez tanışmamızı hatırlıyorum.
Tom'la kütüphanede buluşacağım.
Bir toplantıya gidiyorum.
Tom toplantı için zamanında geldi.
Kraliçe ile karşılaştığımı hatırlıyorum.
Onlar ben olmadan toplantıya başladı.
Tom randevuya gelmedi.
Tom'u havaalanından alacağım.
Seninle burada karşılaşacağımızı düşünmedim.
Gelecek hafta toplantıya gelecek mi?
Ben Tom'la buluşacağımı ummaya devam ettim.
Ani bir hastalık onu randevusunu iptal etmeye zorladı.
Öğrencilerin üçte ikisi toplantıya geldi.
Gelecek cumaya kadar oyunu erteledik.
Son anda randevuyu iptal etti.
Ayda bir kez toplantı düzenleriz.
Ben onunla otobüs durağında buluşacağım.
- Toplantıyı ertelemen gerektiğini düşünüyorum.
- Bence toplantıyı ertelemelisin.
- Sanırım toplantıyı ertelemelisin.
Tom bugünkü toplantıya gelmeyecek.
Tom toplantıya gitmemeye karar verdi.
Tom'un toplantıya katılması pek olası değil.
Toplantıyı iptal etmek ister misin?
Seninle burada tanışacağımı asla düşünmezdim.
Toplantıya gidiyor musun?
O toplantıya bizden biri gitmek zorunda.
Niçin sınıf toplantısına katılmadın?
Ben son dakikada randevuyu iptal ettiğim için üzgünüm.
Yarın için randevumu iptal etmek istiyorum.
Onlar bu öğleden sonra saat 2'de bir toplantı düzenleyecekler.
Toplantı iptal edildi.
Acele etmezsen buluşmana geç kalacaksın.
Neden şimdi toplantıyı iptal etmiyoruz?
Tom'la buluşacağım.
Toplantıyı önümüzdeki pazar gününe taşımaya karar verdik.
Yarın 2.30'da seni karşılayacağım.
Onunla birlikte toplantıya gitmek için gönüllü oldu.
Benim yerime toplantıya o gidecek.
Acil bir işten dolayı randevumu iptal ettim.
Randevuya zamanında yetişeyim diye taksiye bindim.
Eğer o geç kalırsa toplantıya onsuz başlamak sorun değil.
Keşke o, toplantıya katılsaydı.
Ben toplantıya gideceğim.
Toplantıyı ertelemek zorunda kalacağız.
Toplantının iptal edildiğini düşündüm.
Bir gün onunla karşılaşacağımı sanmıyorum.
Tom gelinceye kadar mitinge başlamayacağız.
Tom toplantıya geç kalmıştı.
Toplantıya geç kalacağım.
Millilerimiz Samuraylarla karşılaşacak.
Toplantıyı erteleyemeyiz.
Hasta olduğum için, toplantıya gidemedim.
Toplantı ertelendi.
Tom toplantıya gitmedi.
Burada seninle buluşmayı asla hayal etmedim.
Randevularına nadiren, kırk yılda bir, geç kalır.
Her zamanki gibi, Mike, bu öğleden sonra toplantı için geç kalmıştı.
Bizim kontrolümüz ötesindeki koşullar nedeniyle toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.
Gelecek hafta erken bir zamanda bir toplantı planlayalım.
Akşam saat on'da sizi istasyonda karşılayacağım.
Ben hastaydım, aksi halde toplantıya katılırdım.
Randevuma geç kalmamak için otobüse bindim.
Bence toplantıyı ertelemeliyiz.
Tom toplantıyı düzenlemek için uygun bir yer arıyor.
Bazen benim bir #dialoguecoffee görüşmesi ayarlamam yaklaşık bir yılımı aldı.
Sık sık olduğu gibi, Mike, bu öğleden sonra toplantı için geç kaldı.