Examples of using "берите" in a sentence and their turkish translations:
Lütfen kek alın.
Başınızdan çıkartın!
Her şeyi al.
Sen bunu al.
Öyleyse kabul edin.
Hoşlandığın şeyi al.
Daha fazla kurabiye alın.
İstediğin kadar çok al.
Anahtarlarını al.
İstediğini al.
Sevdiğini al.
Bu raftaki kitapları almayın.
Benimkini al.
Bu kuralda, gazetecileri örnek alın.
İsteyen onu alabilir.
İstediğin kadar çok kurabiye al.
İstediğin çiçeği al.
Bir kart al.
Kamerayı al.
Neye ihtiyacın varsa al.
- İstediğiniz herhangi birisini alın.
- Hangisini istiyorsan al.
Ne istiyorsan al.
İstediğin kadar çok al.
Kardeşinin izinden git.
Köpeğini getirme.
Oyun kumandanızı alın ve bir karar verin. Helikopter mi, uçak mı?
- Onun örneğini izleyin.
- Onun örneğini takip edin.
Tom'un örneğine uyma.
İhtiyacın olanı al.
Her şeyi al.
Arkadaşlarınızı yanınızda getirin.
Onu, o kadar ciddiye alma.
Bunu ya da şunu al.
"İstediğiniz tüm toprakları alın " dedi Aborjin şefi. "Oh hayır," dedi İngiliz general, "Biz sadece bir ada alacağız" "Ve hangi adayı ?" diye sordu Aborjin şefi. "Sadece Avustralya" diye yanıtladı İngiliz general.