Examples of using "Бери" in a sentence and their turkish translations:
- Al!
- Satın al!
Hiçbir mahkûmu götürmeyin.
Eşyalarınızı alın.
O telefonu açma.
İstediğiniz herhangi birisini alın.
- İstediğiniz herhangi birisini alın.
- Hangisini istiyorsan al.
Ne istiyorsan al.
Parayı al ve koş.
Her şeyi al.
- Yönetimi ele geçir.
- Kontrolü ele al.
- Kontrol altına alın.
Eğer istersen bu senindir.
Alabiliyorken onları alın.
En çok istediğin birini al.
Sen bunu al.
Öyleyse kabul edin.
Yavaş ol, tamam mı?
Onu sadece ellerin temizse al.
Köpeğini getirme.
Hoşlandığın şeyi al.
Daha fazla kurabiye alın.
Sadece ihtiyacın olanı al.
Lütfen buzdolabındaki bir şeyi yemeye çekinme.
İstediğiniz kadar alın.
Sakin ol, Tom. Sinirlenme.
Bir süpürge al ve temizlememize yardım et.
İstediğin kadar çok al.
Sakin ol, tamam mı?
Anahtarlarını al.
İstediğini al.
Sevdiğini al.
Sadece istediğini al ve buradan git.
Benimkini al.
"Sizin kaleminizi kullanabilir miyim?" "Tabii, buyurun."
İnsanlara güven, ama yabancılardan şeker alma.
İstediğin kadar çok kurabiye al.
İstediğin çiçeği al.
Bir kart al.
Kamerayı al.
Neye ihtiyacın varsa al.
Tom'un örneğini takip etmelisin.
- Sakin olun.
- Kendini yorma.
İstediğin kadar çok al.
Onu al, ya da bırak.
Kardeşinin izinden git.
Sadece bir bavula koyabileceğin şeyleri al.
Köpeğini getirme.
En çok sevdiğin birini al, hangisi olursa olsun.
Onu ciddiye alma.
Çiğneyebileceğinden daha fazlasını ısırma.
bunada çok aldırış etmeyin boşverin ya doğru söylemek her zaman daha iyidir
- Onun örneğini izleyin.
- Onun örneğini takip edin.
Tom'un örneğine uyma.
İhtiyacın olanı al.
Her şeyi al.
Arkadaşlarınızı yanınızda getirin.
Bunu ya da şunu al.
Onun ne tür mantar olduğunu bilmiyorsan almasan iyi olur.