Examples of using "Природа" in a sentence and their turkish translations:
Doğa değişiyor.
Doğa güzeldir.
Doğa acımasızdır.
Doğa uyanıyor.
Doğa şahane.
Doğa ise kendini temizliyor
Doğa her zaman kendini yeniliyor
Yaşamın doğası döngüseldir.
Tabiat ana cömerttir.
Tanrı veya doğa.
Tıpkı mahvolmuş yeryüzünü dönüştürüp
Doğa hiçbir sınır tanımaz.
Doğa ona zeka ve güzellik vermiş.
Zaman penceresinden dünyaya baktığımızda
Şamanizm'e göre doğa çok önemlidir
Doğa sürücüsüz bir araba gibi.
Arnavutluk'ta doğa çok zengindir.
Bu vahşi hayvanların hayatlarının ne kadar hassas olduğunu fark ediyorsun.
İnsanın doğasında var.
Doğa kendi kanunlarını asla çiğnemez.
Doğa, hayatımızda önemli bir rol oynar.
Aşk çoğalma için insanları kandırmanın doğal bir yoludur.
Doğa bize ait değil, biz doğaya aidiz.
Doğa, değişen şartlara uyum gösterenleri yaşamla ödüllendiriyor.
Vahşi yaşam size bir besin fırsatı sunarsa onu değerlendirirsiniz!
Doğayla, doğanın değişimiyle, iklim değişikliğiyle
doğanın zekâmız karşısında çok zayıf olduğu anlayışı...
"Doğa zalim ve güzel...benim gibi," dedi Mary.
Doğa, her sayfasında önemli içerik sunan tek kitaptır.
Doğa her sayfada büyük bir içerik sağlayan tek kitaptır.
Ama bunun sizi yıldırmasın. Vahşi doğa şaşırtıcıdır. Artık hangi yönün batı olduğunu biliyoruz,
Yoksa bu ağacın arka tarafına gidip doğanın bana verdiğini mi kullanacağız?
Vahşi yaşam size bir yiyecek fırsatı sunarsa, onu değerlendirirsiniz! Ne yemeliyiz?
Ölüm, doğanın gizlemesi gereken iğrenç bir şey ve bunu iyi yapıyor.