Examples of using "Лейлы" in a sentence and their turkish translations:
Sami Leyla'nın yeğeni.
Fadıl, Leyla'nın yemeğine zehir koydu.
Leyla'nın evi yanıp kül oldu.
Sami, Leyla'nın kayığını çaldı.
Sami, Leyla'nın cesedini ateşe verdi.
- Sami, Leyla'nın çağrısını bekledi.
- Sami, Leyla'nın aramasını bekledi.
Sami, Leyla'nın sesini tanıdı.
- Sami, Leyla'nın sesini duydu.
- Sami, Leyla'nın sesini işitti.
Fadıl, Leyla'nın kredi kartını kullandı.
Leyla'ya göre Fadıl sadık bir koca.
Leyla alkol kokuyordu.
Layla'nın kırık bir kaburgası vardı.
Leyla'nın bir kızı vardı.
Sami, Leyla'nın kredi kartını kullandı.
Sami, Leyla'nın sesini hemen tanıdı.
Sami, Leyla'nın kanepesinde oturuyordu.
Leyla'nın başka planları vardı.
Leyla'nın başı kanıyordu.
- Leyla'nın yüzü kanla kaplıydı.
- Leyla'nın yüzü kanla kaplandı.
Leyla'nın dağınık kısa saçları vardı.
Leyla'nın para sorunları vardı.
Sami Leyla'nın büyüsü altında kaldı.
- Sami, Leyla'nın e-postasını yok saydı.
- Sami, Leyla'nın e-postasını görmezden geldi.
- Sami, Leyla'nın e-postasını önemsemedi.
- Sami, Leyla'nın e-postasını göz ardı etti.
Sami ve Leyla'nın kaç çocuğu var?
Sami ve Leyla'nın 6 çocuğu var.
Sami, Leyla olmadan yaşayamaz.
Fadıl, Leyla'nın parasını ve arabasını çaldı.
Sami, Leyla'nın parasını ve arabasını çaldı.
Sami makineli tüfeği Leyla'nın kafasına nişan aldı.
Leyla'nın gözlükleri dahil Teksas'ta her şey daha büyüktür.