Examples of using "Кусок" in a sentence and their turkish translations:
- O, bir parça tebeşir aldı.
- Bir parça tebeşir aldı.
Bu, kekin son parçasıdır.
Bir küp şeker, lütfen.
Bana bir parça tebeşir getir.
O çok büyük bir lokma.
Tom bir parça turta yedi.
Bir parça pasta istiyorum.
Bu kolay işti.
Bir asteroid bir kaya parçasıdır.
Bir zamanlar bir tahta parçası vardı.
Bir parça daha keke ne dersin?
O bir parça et kesti.
Tom dalyarağın teki.
Tom pastadan bir parça yedi.
Sana bir parça pasta ayıracağım.
- Bir parça daha keke ne dersin?
- Bir parça daha kek ister misiniz?
İlk kek parçasını kime vereceksin?
Bana bir parça tebeşir verin.
kuyruklu yıldızdan kopan bir parça dünyaya yöneldi
Lütfen bana bir parça kağıt getir.
O, kız kardeşine bir parça ekmek kesti.
Köpeğe bir parça et fırlattı.
Bir dilim ekmek üzerine hardal sürüştürüyorum.
Bir parça çikolatalı kek istiyorum.
Kauçuk hortumdan bu parçayı al
Tom köpeğe bir parça et verdi.
Bir parça daha pasta alabilir miyim?
Köpeğe bir parça et verdi.
Tom bir parça sarımsaklı ekmek yedi.
Tom bana bir parça pasta önerdi.
Tom'a bir parça kek verdiler.
Senin pasta dilimini yedim.
Birisi o parçayı alıp
"Bir dilim daha pasta alır mısın?" "Evet, lütfen."
Tom, Mary'nin yaptığı pastadan bir parça yedi.
Tom bana bir parça tebeşir attı.
Bir parça kırılmış cama bastım.
Tom pastanın ilk parçasını Mary'ye verdi.
Pastadan bir parça al.
Tom köpeğine bir parça et verdi.
Bu bir yılan değil. O sadece bir ip parçası.
Kim bir parça pasta ister?
Sadece ağartılmış Honduras Maunu'nun bir parçası.
şimdi dünya üzerindeki kara parçası bütündü
Köpeğin ağzında bir parça et vardı.
O, boğazına bir parça ekmek sıkıştırdı.
Bu kek parçasını Tom için ayıracağız.
O, kek parçasını benimle paylaştı.
Tom bir lokma daha aldı.
Tom bir parça tost yedi ve bir fincan kahve içti.
Ben bir dilim karpuz yedim.
İşte senin pasta payın.
göremediğiniz bir parça bir yere gittiğinde
- Torbayı yapmak için koca bir parça kağıt kullandı.
- Çanta yapmak için büyük bir parça kâğıt kullandı.
O bana bir parça pastaya karşılık bir portakal verdi.
Bir parça peynirli kek alabilir miyim?
Tom bir parça et kesti ve onu tabağının üzerine koydu.
Tom'un ayakkabılarından birinin altına sakız yapışmıştı.
Tom son dilim ekmeği yedi bu yüzden Mary'nin yiyecek bir şeyi yoktu.
Tom küçük bir parça pasta aldı.
Kim bir parça daha kek istiyor?
Kimsenin ekmeğinde gözüm yok.