Examples of using "«Чуть" in a sentence and their turkish translations:
Biraz daha bekleyin.
"Bu yardımcı oldu mu?" "Biraz."
Bir süre beklemelisin.
Neredeyse.
Biraz dinlenelim.
Biraz düşünmek lazım.
Biraz bekle.
Bu pastadan biraz deneyin.
Neredeyse bir kamyon tarafından ezilecekti.
Biraz daha uzun bekleyebilir miyiz?
Biraz bekle. Senin için bir şey hazırlayacağım.
Biraz hayal kırıklığına uğramıştım.
Tom sadece Mary'den biraz daha uzun.
Evet, birazcık.
Neredeyse ölüyordun.
Ben bıçaklanmak üzereydim.
Biz neredeyse yola çıktık.
Ben neredeyse öldürülüyordum.
Neredeyse ağladım.
Neredeyse ölüyordum.
Tom neredeyse yakalandı
Neredeyse ağlamaya başladım.
Hatta biraz meraklı değil misin?
Neredeyse soyuluyordum.
Mary neredeyse ağlamaya başladı.
Ucu ucunaydı!
Kıl payı kurtuldu.
Kahve sadece ılık.
Tom kıl payı ölümden döndü.
Neredeyse 2.
Bu gömlek biraz bol.
Neredeyse beni öldürüyordun.
Biraz bekler misin?
Neredeyse bayılıyordum.
Neredeyse paranı unuttun.
Neredeyse her şeyi kaybettik.
Neredeyse seni vuruyordum.
Tom da neredeyse öldürülüyordu.
Umarım, yarın okul olmayacak.
Neredeyse tabağı düşürüyordum.
Neredeyse Tom'u öldürüyordum.
Dün Tom neredeyse öldürülüyordu.
Radyonun sesini biraz aç.
O, kıl payı ezilmekten kurtuldu.
Tom neredeyse kovulacaktı.
Neredeyse boğuluyordu.
Tom senden biraz daha uzun.
Tom neredeyse öldürülüyordu.
Biraz yavaşlar mısın?
Tom çarpılmaktan güç bela kaçtı.
- Bir süre dinlenmem gerekiyor.
- Bir süre dinlenmeliyim.
O benden biraz yaşlıdır.
Neredeyse yakalanıyordum.
Biraz sonra tekrar arayacağım.
Neredeyse yakalandık.
Bu örnek biraz daha karmaşık.
Tom neredeyse boğuldu.
Tom neredeyse ağladı.
Tom neredeyse güldü.
Neredeyse boğuluyorduk.
Neredeyse ölüyordum.
Tom neredeyse düşüyordu.
Neredeyse kendimi kesiyordum.
Neredeyse öldürülüyordum.
Lütfen biraz daha yüksek sesle konuş.
Tom neredeyse boğuluyordu.
Tom neredeyse ölüyordu.
Tom neredeyse ağlamaya başladı.
Neredeyse kovuluyordum.
Tom, Mary'den biraz daha genç.
Tom, Mary'den biraz daha uzun.
O neredeyse boğuluyordu.
Tom Mary'den biraz daha kısa.
Tom neredeyse kazandı.
Thomas neredeyse kaymıştı.
Neredeyse hapşırıyordum.
Tom otuzun üzerinde.
Tom neredeyse damperli bir kamyon tarafından eziliyordu.
O neredeyse parasını unutuyordu.
O neredeyse bayılacaktı.
Neredeyse bir kalp krizi geçiriyordum.
Biraz Fransızca konuşabilirim.
Neredeyse şemsiyemi unuttum.
Neredeyse bir kamyon tarafından ezileceklerdi.
Neredeyse gelmedim.
Ve birden o an geldi. Elimi birazcık uzattım.
Kaza neredeyse hayatına mal oluyordu.
Tom neredeyse sandalyesinden düşecekti.
Neredeyse bunu yapmayı unutuyordum.
Neredeyse çenemi kırdın.
Tom bu gece neredeyse ölüyordu.
Onu neredeyse unutuyordum.
Keşke daha fazla yardım edebilsem.
Tom sadece Mary'den biraz daha yaşlı.
Muhtemelen biraz daha yavaş konuşmalısın.
O neredeyse havuza düşüyordu.