Translation of "Roubo" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Roubo" in a sentence and their turkish translations:

Eu roubo.

Ben eşya çalarım.

- É um roubo.
- Isso é um roubo.

Bu bir kelepir.

Ela participou do roubo.

O, soyguna katıldı.

Gostaria de denunciar um roubo.

- Bir hırsızlığı rapor etmek istiyorum.
- Bir hırsızı ihbar etmek istiyorum.

A propriedade é um roubo.

Mülkiyet hırsızlıktır.

Tom acusou Maria de roubo.

- Tom, Mary'yi çalmakla suçladı.
- Tom, Mary'yi hırsızlıkla suçladı.

Ele foi demitido por roubo.

O çaldığı için kovuldu.

O homem foi acusado de roubo.

Adam hırsızlıkla suçlandı.

Tom se feriu durante um roubo.

Tom bir soygunda yaralandı.

A polícia o prendeu por roubo.

Polisler onları hırsızlık için tutukladı.

Fazer coisas como roubo de sucata truque três papéis

hile hurda soygun üç kağıt gibi şeyler oluyor mu

Tom não teve nada a ver com o roubo.

Tom'un soygun ile ilgisi yoktu.

Desta vez, ele mostra a mesma luta em seu roubo

Bu sefer aynı mücadeleyi çalınmasında gösteriyor

Tal coisa é considerada roubo e tem de ser punida severamente.

Böyle bir şey hırsızlık olarak kabul edilir ve ciddi bir şekilde cezalandırılmak zorundadır.

Muitos políticos foram acusados de corrupção, fraude eleitoral e roubo de dinheiro público.

Birçok siyasetçi rüşvet, seçmen dolandırıcılığı ve kamu parasının çalınması ile suçlandı.

Você não pode acusá-lo de roubo a não ser que você tenha provas.

Kanıtın olmadıkça onu çalmakla suçlayamazsın.