Translation of "Particular" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Particular" in a sentence and their turkish translations:

- Posso falar com você em particular?
- Posso falar contigo em particular?
- Posso falar com vocês em particular?
- Eu posso falar com você em particular?

Seninle özel olarak konuşabilir miyim?

Devemos falar em particular.

Biz özel konuşmalıyız.

Tom tem um iate particular.

Tom'un özel bir yatı var.

Ele contratou um detetive particular.

O bir özel dedektif tuttu.

Eu tenho um professor particular.

Özel öğretmenim var.

Tom tem um avião particular.

Tom'un özel uçağı var.

Tom contratou um detetive particular.

Tom özel bir dedektif kiraladı.

- Preciso falar com você em particular.
- Eu preciso falar com você em particular.

- Seninle yalnız konuşmam gerekiyor.
- Seninle yalnız konuşmalıyım.

- Posso falar com vocês dois em particular?
- Posso falar com vocês duas em particular?

Siz ikinizle yalnız konuşabilir miyim?

Preciso falar com você em particular.

- Sizinle özel olarak konuşmam gerekiyor.
- Seninle özel olarak konuşmam gerekiyor.

Tom decidiu contratar um detetive particular.

Tom özel bir dedektif kiralamaya karar verdi.

Precisamos ter uma conversa em particular.

Özel olarak konuşmamız gerek.

Posso falar com você em particular?

- Seninle yalnız konuşabilir miyim?
- Sizinle yalnız konuşabilir miyim?

Tom precisa contratar um detetive particular.

Tom'un bir özel dedektif kiralaması gerekiyor.

O Tom contratou um detetive particular.

Tom özel bir dedektif tuttu.

Eu quero falar com Tom em particular.

Tom'la özel olarak konuşmak istiyorum.

Não se meta na minha vida particular.

Benim özel hayatına burnunu sokma.

Não quero ir para lá em particular.

Ben özellikle oraya gitmek istemiyorum.

Preciso falar com o Tom em particular.

Tom'la yalnız konuşmalıyım.

Posso falar com você em particular, Tom?

Seninle yalnız konuşabilir miyim, Tom?

Você tem algum estilo particular em mente?

Aklında belirli bir tarzın var mı?

Você está pensando em algo em particular?

Özellikle bir şey düşünüyor musun?

- Tem uma coisa em particular em que eu estou interessado.
- Tem uma coisa em particular em que estou interessado.
- Há uma coisa em particular em que eu estou interessado.
- Há uma coisa em particular em que estou interessado.

Özellikle ilgilendiğim bir şey var.

Diferente do que vem de qualquer família particular

onun dışında herhangi bir özel aileden geldiği

A imprensa está interessada na vida particular dele.

Basın onun özel hayatıyla ilgileniyor.

Por que você escolheu aquele assunto em particular?

Bu özel konuyu neden seçtiniz?

Não quero ir a lugar algum em particular.

Ben özellikle bir yere gitmek istemiyorum.

Eu não tenho nada que dizer em particular.

- Söyleyeceğim önemli bir şey yok.
- Söyleyeceğim özel bir şey yok.

Eu quero conversar em particular com o Tom.

Tom'la yalnız konuşmak istiyorum.

Tom gostaria de falar com você em particular.

Tom sizinle özel olarak konuşmak istiyor.

Com o que ela estava preocupada em particular?

O özellikle ne hakkında endişeliydi?

Eu preciso falar com o Tom em particular.

Tom'la tek başıma konuşmalıyım.

Não tenho nada em particular a dizer agora.

Şimdi söyleyecek özel bir şeyim yok.

Eu já descrevi o experimento da Filadélfia em particular

Philadelphia deneyini zaten özel olarak anlatmıştım

Tem alguma cor em particular que você está interessado?

İlgilendiğin herhangi bir özel renk var mı?

Ele arrumou um jeito de falar com Nancy em particular.

O, Nancy ile özel olarak konuşmanın bir yolunu buldu.

Todo mundo ri como ninguém, em particular Jarl Erik, que acha

Herkes kimseyi ilgilendirmiyormuş gibi gülüyor, özellikle de hayatı boyunca hiç bu kadar komik bir şey görmediğini

Perguntei ao Tom se eu podia falar com ele em particular.

Ben Tom'a onunla özel olarak konuşabilip konuşamayacağımı sordum.

Nossa recomendação particular é 'The Nile: 5000 Years of History', apresentada pela

. Bizim özel tavsiyemiz, İngiliz yayıncı ve yazar Bettany Hughes

- Posso falar com você em particular?
- Posso falar com você a sós?

Sizinle özel olarak konuşabilir miyim?

Os meus vizinhos ricos são membros de um clube de golfe particular.

Zengin komşularım özel bir golf kulübüne üyedir.

Se precisar de uma ajuda, agende uma aula particular com o professor Wilson.

Yardıma ihtiyacınız olursa, Profesör Wilson ile özel bir ders alın.

- Gostaria de falar com você em particular.
- Gostaria de falar com você a sós.

Ben sizinle özel olarak konuşmak istiyorum.

- Podemos conversar a sós?
- Nós podemos conversar a sós?
- Nós podemos conversar em particular?

Özel olarak konuşabilir miyiz?

Eu gostaria que você me ajudasse se você não tiver nada em particular para fazer.

Özellikle yapacak bir şeyin yoksa bana yardım etmeni isterim.

Toda pessoa tem direito à liberdade de pensamento, consciência e religião; este direito inclui a liberdade de mudar de religião ou crença e a liberdade de manifestar essa religião ou crença, pelo ensino, pela prática, pelo culto e pela observância, isolada ou coletivamente, em público ou em particular.

Herkesin, fikir, vicdan ve din hürriyeti hakkı vardır; bu hak, din veya kanaat değiştirmek hürriyeti, dinini veya kanaatini tek başına veya topluca, açık olarak veya özel surette, öğretim, tatbikat, ibadet ve ayinlerle izhar etmek hürriyetini içerir.