Translation of "Parecer" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Parecer" in a sentence and their turkish translations:

- Quero parecer rico.
- Quero parecer rica.

Zengin görünmek istiyorum.

Pode parecer estranho.

Tuhaf gelebilir.

Tente parecer confiante.

Emin görünmeye çalış.

Pode parecer ridículo.

Saçma görünebilir.

- Ela quer parecer mais jovem.
- Ela quer parecer mais nova.

O daha genç görünmek istiyor.

Tom fez parecer fácil.

Tom yaparken kolay gibi göründü.

- Você me fez parecer um idiota.
- Você me fez parecer um bobo.

Beni bir aptal gibi gösterdin.

Pode parecer bela, mas cuidado.

Güzel görünebilir, ama dikkatli olun.

E isso pode parecer água.

Bu, su gibi görünebilir.

Essas frases podem parecer assustadoras

Bu cümleler ürkütücü geliyor olabilir

Eu não queria parecer insistente.

Saldırgan görünmek istemedim.

Apenas espero não parecer estúpido.

Umarım aptalca görünmüyorum.

Tom estava tentando parecer calmo.

- Tom sakin görünmeye çalışıyordu.
- Tom sakin gözükmeye çalışıyordu.

Você o fez parecer fácil.

Sen bunu kolay gösterdin.

Ele o fez parecer fácil.

O onun kolay görünmesini sağladı.

Ela o fez parecer fácil.

O bunu kolay gösterdi.

Pode não parecer muito, visto daqui,

Buradan bakınca çok iyi görünmeyebilir

Podem apresentar espetos ou parecer suaves.

Dikenli ya da pürüzsüz görünebiliyorlar.

Eu quero me parecer com ela.

Ona benzemek istiyorum.

Você me fez parecer um idiota.

Sen beni bir aptala benzettin.

Pode parecer simples mas não é.

Basit görünebilir ama değil.

Tom tentou não parecer muito entusiasmado.

Tom çok hevesli görünmemeye çalıştı.

Mas depois, esses sentimentos começam a parecer lâminas.

ama sonra hançer gibi saplanmaya başlıyorlar.

Tem de se esforçar por parecer mais empolgante.

Biraz daha heyecan verici sesler çıkarmalı.

Pode não parecer o melhor local para descansar.

Dinlenmek için pek akıllıca bir seçim değil sanki.

A narrativa pode parecer estranha, mas é verdadeira.

Hikaye garip gelebilir , ama doğru.

Transições como essa podem parecer realmente óbvias hoje.

Bunun gibi geçişler bugün gerçekten apaçık fark edilebilirdi.

Pode parecer estranho, mas ele sumiu de repente.

Bu garip gelebilir ama o aniden ortadan kayboldu.

Eu não quero me parecer com um turista.

Bir turist gibi görünmek istemiyorum.

Esse casaco de peles a faz parecer maior.

O kürk ceket onun daha büyük görünmesini sağlar.

Para mim... Vou dizer algo que pode parecer cruel,

Bana göre... Söylediklerim zalimce gelebilir

Nós temos um bom parecer sobre a sua invenção.

Buluşunuzu önemsiyoruz.

Pode parecer que você está se dando um presente.

- Bu kendinize bir hediye veriyorsunuz gibi görünebilir.
- Bu kendine bir hediye veriyorsun gibi görünebilir.

Ele deixou a barba crescer para parecer mais maduro.

Daha olgun görünmek için sakal uzattı.

Para ele confiar em você, você precisa parecer vulnerável.

Onu sana güvenmesi için, savunmasız görünmek zorundasın.

Fazer esse tipo de coisa faz você parecer idiota.

Bu tür bir şey yapmak aptal görünmesini sağlar.

Não é uma lanterna normal. Pode parecer, mas é ultravioleta.

Bu normal bir el feneri değil, böyle görünüyor. Ultraviyole.

Tom admitiu que usa óculos falsos para parecer mais inteligente.

Tom daha şık görünmek istediği için sahte gözlük taktığını kabul etti.

- Para ter sucesso, você precisa parecer que já é bem-sucedido.
- Para ter sucesso, é preciso parecer que já se é bem-sucedido.

Başarılı olmak için, zaten başarılısın gibi görünmen gerekir.

- Pode parecer uma loucura, mas acho que ainda estou apaixonada por Mary.
- Isso pode parecer estranho, mas acho que ainda estou apaixonado pela Mary.

Bu çılgınca gelebilir fakat sanırım ben hâlâ Mary'ye âşığım.

Também estamos nos perguntando como ele pode parecer redondo da Terra

Biz de merak ediyoruz Dünya'dan nasıl yuvarlak görünüyor olabilir

A barba dele faz ele parecer uns dez anos mais velho.

Sakalı onu on sene daha yaşlı gösteriyordu.

Ele deixou a barba e o cabelo crescerem para parecer velho.

O, yaşlı görünmek için sakalını ve saçını uzattı.

Para que isso consiga parecer algo que não seja um retângulo

Bunun bir dikdörtgen gibi görünmesini sağlamak için,

Se você mudasse seu cabelo, poderia parecer dez anos mais jovem.

Saçınızı değiştirseniz, 10 yıl daha genç görünebilirsiniz.

O seu penteado a faz parecer mais jovem do que realmente é.

Onun saç sitili onu yaşından daha genç gösteriyor.

Este plano, apesar de parecer excelente no papel, mostrou-se um desastre.

Bu plan kağıt üzerinde harika görünüyorken, bir felaket olduğu ortaya çıktı.

Usar o cupom parecer ser a melhor escolha para salvar alguns centavos

Bir alana bir bedava kampanyası paranın karşılığını alacağın en iyi yol gibi gelebilir, fakat genellikle...

Se você olhar de longe, a maioria das coisas vão parecer bonitas.

Uzaktan bakıldığında pek çok şey hoş görünecektir.

Isso pode parecer loucura, mas acho que quero voltar e fazer de novo.

Çılgınca gelebilir ama sanırım geri dönüp tekrar yapmak istiyorum.

- Faça o que lhe parecer melhor.
- Por favor, faça o que te parece melhor.

Lütfen size en iyi görüneni yapın.

Para tentar cobrir o preço do segundo. Fazendo parecer que o mesmo é de graça.

sözde ücretsiz olan gözlüğü, gerçekte bedavaya satmamakla suçlanıyor.

Quando a gente começa a se parecer com a foto do passaporte, deve sair de férias.

Pasaportunuzdaki fotoğrafa benzemeye başlattığınızda, tatile gitme zamanıdır.

Mary gosta de vestir roupas com listras verticais porque ouviu que elas fazem você parecer mais magra.

Mary dikey çizgili giysiler giymekten hoşlanır çünkü onların daha ince gösterdiğini duymuş.

Eu sei que pode parecer loucura, mas eu acho que estou apaixonado pela sua irmã mais nova.

Bunun delice görünebileceğinin farkındayım fakat sanırım senin küçük kız kardeşine âşık oldum.

É duro ser mulher. É preciso pensar qual um homem, proceder qual uma senhora, parecer uma garota e trabalhar qual um cavalo.

Kadın olmak zordur. Erkek gibi düşünmeyi, hanımefendi gibi davranmayı, genç kız gibi görünmeyi ve de eşek gibi çalışmayı gerektirir.