Examples of using "Dou" in a sentence and their turkish translations:
Sana söz veriyorum.
Sana bir enjeksiyon vereceğim.
Ben söz veriyorum.
Her sabah yürüyüşe giderim.
Ben bunu sana gururla veriyorum.
Seni arabayla götüreceğim.
Sana söz veriyorum.
Her sabah yürüyüşe çıkarım.
Ben insanlarla iyi anlaşıyorum.
Ben herkesle iyi geçiniyorum.
Kendi payıma düşeni yapabilirim.
Haydi, seni gideceğin yere bırakacağım.
Matematikte iyi değilim.
Onunla iyi geçinirim.
Burada öğretiyorum.
Düşünmen için sana bir gün mühlet vereceğim.
Seni arabayla götüreceğim.
Ben genellikle onun gibi insanları rahatsız etmem.
- Ben kullanılmış bir araba satın alma gücüne sahip değilim.
- Kullanılmış bir araba almam çok zor.
- Kullanılmış bir araba satın alamam.
Küçük erkek kardeşimle iyi geçiniyorum.
İlk kez bir konuşma yapacağım.
Şimdiye kadar ilk kez bir misal verdim.
Ben köpeğimi sadece kuru köpek yiyeceği ile beslerim.
Sınıf arkadaşlarımla iyi geçiniyorum.
Şimdiye kadar ilk kez bir öğrenciyi azarladım
Geç kalmayacağıma dair sizi temin ederim.
"Bu heykel için 50 bin veririm." "Kim daha fazla verir?"
- Bana bir dondurma alırsan sana bir öpücük veririm.
- Bana bir dondurma alırsan sana bir öpücük vereceğim.
Onunla iyi geçinirim.
Ben kadınları severim ama onlarla geçinemem.
"Ne kadar?" "On dolar." "Şaka ediyor olmalısın. Sana beş veririm."
Sana yapmak istediğini yapmak için izin veriyorum.
Matematikte iyi değilim.
Tom'un çocuklarına haftada üç gün Fransızca öğretiyorum.
Bu konudan kimseye bahsetmeyeceğime söz veriyorum.
Ben bir ateistim ve bunun için Allah'a şükrediyorum.
- Sana beş dolar vereceğim.
- Sana beş dolar veririm.
Eğer onu istersen bunu sana vereceğim.
Söz veriyorum.
Baktı ki işler iyi ben neden dışarı ile anlaşıyorum ki dedi ve kendi tarayıcısını yaptı.
İkinci sınıflara İngilizce öğretirim.
Neredeyse her sabah kahvaltıdan önce yürürüm.
Yoksullara yemek verdiğimde bana aziz diyorlar. Yoksulların neden yemeği yok diye sorduğumda ise bana komünist diyorlar.
Zaman zaman Tom'la karşılaşırım.