Examples of using "Cascavel" in a sentence and their turkish translations:
Bu bir çıngıraklı yılan.
Şuna bakın! Bu bir çıngıraklı yılan.
Tom bir çıngıraklı yılan tarafından ısırıldı.
Hâlâ o çıngıraklı yılanı yakalayabileceğinizi düşünüyorsanız
Bu çıngıraklı yılan görebiliyor ama gözleriyle değil.
Tom henüz bir çıngıraklı yılan tarafından ısırılmadı.
Bir çıngıraklı yılan, bir akrep ve bir tarantula bulacağız.
Çıngıraklı yılan ısırığı ölümcül olabilir. Bu yüzden dikkatli olmalıyız.
Çıngıraklı yılanı kuyruğundan tutarak yakalamamı istiyorsunuz demek?
Ne kadar hızlı olduğunuzu düşünseniz de bir çıngıraklı yılan kadar değilsiniz.
Çıngıraklı yılan ısırığı böyle bir görevin ne kadar tehlikeli olabileceğini hatırlatan bir gösterge.
Bir çıngıraklı yılan tarafından ısırılır ve yardım alamazsanız başınız cidden belaya girebilir.
Bu mağarada yetki sizde. Kararı verin. Çıngıraklı yılan ölümcül olabilir. Bu yüzden dikkatli olmalıyız.
Bunun anlamı, kaslarını kullanarak öne atılmaya hazır olduğudur. Ne kadar hızlı olduğunuzu düşünseniz de bir çıngıraklı yılan kadar değilsiniz.