Translation of "Nienawidzę" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Nienawidzę" in a sentence and their turkish translations:

Nienawidzę karaoke.

Ben karaokeden nefret ediyorum.

Nienawidzę polityki.

Siyasetten nefret ederim.

Nienawidzę hipokryzji.

- Ben ikiyüzlülükten nefret ederim.
- İkiyüzlülükten nefret ederim.
- İkiyüzlülük benim nefret ettiğim şeydir.

Nienawidzę cię.

Senden nefret ediyorum!

Nienawidzę komputerów.

Bilgisayarlardan nefret ediyorum.

Nienawidzę poniedziałków.

Pazartesilerden nefret ediyorum.

Nienawidzę niespodzianek.

Sürprizlerden nefret ediyorum.

Nienawidzę ludzi.

Ben insanlardan nefret ediyorum.

Nienawidzę słońca.

Güneşten nefret ediyorum.

Nienawidzę psów.

Köpeklerden nefret ederim.

Nienawidzę budzików.

Çalar saatlerden nefret ediyorum.

Nienawidzę zasad.

Kurallardan nefret ederim.

Nienawidzę matematyki.

Matematikten nefret ederim.

Nienawidzę kawy.

Kahveden nefret ederim.

Nienawidzę prasowania.

Ütü yapmaktan nefret ederim.

Nienawidzę podróżować.

Ben seyahat etmekten nefret ediyorum.

Nienawidzę walki.

Dövüşmekten nefret ediyorum.

Nienawidzę wesel.

Düğünlerden nefret ediyorum.

Nienawidzę Toma.

Ben Tom'dan nefret ediyorum.

Nienawidzę dzieci.

Çocuklardan nefret ederim.

Nienawidzę zimy.

Kıştan nefret ederim.

Nienawidzę pająków.

Örümceklerden iğrenirim.

Nienawidzę komarów.

Sivrisineklerden nefret ediyorum.

Nienawidzę szpitali.

Hastanelerden nefret ediyorum.

Nienawidzę śniegu.

Kardan nefret ederim.

Nienawidzę deszczu.

Yağmurdan nefret ederim.

Nienawidzę pizzy.

Pizza'dan nefret ediyorum.

Nienawidzę ciasta.

Pastadan nefret ediyorum.

Nienawidzę cukierków.

Şekerlemeden nefret ediyorum.

- Nienawidzę siebie za nienawiść do Toma.
- Nienawidzę siebie za to, że nienawidzę Toma.

Tom'dan nefret ettiğim için kendimden nefret ediyorum.

Nienawidzę swojego głosu.

Sesimden nefret ediyorum.

Nienawidzę rodziców Toma.

Tom'un anne babasından nefret ediyorum.

Nienawidzę tego koloru.

O rengi sevmiyorum.

Nienawidzę przyjęć urodzinowych.

Doğum günü partilerinden nefret ederim.

Nienawidzę tej piosenki.

O şarkıdan nefret ediyorum.

Nienawidzę ich wszystkich.

Hepsinden nefret ediyorum.

Nienawidzę wszelkiego robactwa.

Her çeşit böcekten nefret ederim.

Nie nienawidzę Toma.

Tom'dan nefret etmiyorum.

Nie nienawidzę szkoły.

Okuldan nefret etmiyorum.

Nienawidzę tego miasta.

Bu şehirden nefret ediyorum.

Nienawidzę swojego sąsiada.

Komşumdan nefret ediyorum.

Nienawidzę organizacji terrorystycznych.

Terör örgütlerinden nefret ediyorum.

Nienawidzę mojego domu.

Evimden nefret ediyorum.

Nienawidzę mojego mieszkania.

Apartman dairemden nefret ediyorum.

Nienawidzę tracić pieniędzy.

Para kaybetmekten nefret ederim.

Nienawidzę tego filmu.

Bu filmden nefret ediyorum.

Nienawidzę okłamywać Toma.

Tom'a yalan söylemekten nefret ediyorum.

Nienawidzę kiedy to robisz.

Onu yaptığında bundan nefret ediyorum.

Nienawidzę koloru tych ścian.

Bu duvarların renginden nefret ediyorum.

Boże, nienawidzę mojej pracy.

Tanrım, işimden nefret ediyorum.

Nienawidzę gotować, a ty?

Ben yemek pişirmekten nefret ederim, ya sen?

To dlatego go nienawidzę.

- Ondan nefret etmemin nedeni bu.
- Bu yüzden ondan nefret ediyorum.
- Bu nedenle ondan nefret ediyorum.

Powiem wam coś: nienawidzę szczurów.

Sıçanlardan nefret ettiğimi söylemek istiyorum.

Powiem wam coś: nienawidzę szczurów.

Sıçanlardan nefret ettiğimi söylemek istiyorum.

Nienawidzę ludzi, którzy tak mówią.

O biçimde konuşan insanlardan nefret ederim.

Każdy wie, że nienawidzę Toma.

Herkes Tom'dan nefret ettiğimi biliyor.

Nienawidzę, gdy Tom to robi.

Tom onu yaptığında nefret ediyorum.

- Nienawidzę słodyczy.
- Nie cierpię słodyczy.

Tatlıdan nefret ediyorum.

- Nie lubię ryzyka.
- Nienawidzę podejmowania ryzyka.

Risk almaktan nefret ederim.

Nienawidzę kiedy tam jest dużo ludzi.

- Bir sürü insan varsa, bundan nefret ediyorum.
- Çok fazla insan olmasından nefret ediyorum.

Mówiłem ci, że nienawidzę tej koszuli.

- Sana bu gömlekten hoşlanmadığımı söylemiştim.
- Sana bu gömleği beğenmediğimi söylemiştim.
- Sana bu gömlekten nefret ettiğimi söylemiştim.

- Nienawidzę cię.
- Mam cię w dupie.

Senden nefret ediyorum.

Nigdy cię nie pokocham. Nienawidzę cię.

Seni asla sevmeyeceğim. Senden nefret ediyorum.

Nienawidzę świata, bo świat mnie nienawidzi.

Dünyadan nefret ediyorum çünkü dünya benden nefret ediyor.

Nienawidzę patrzeć na to, jak marny jesteś.

Seni bu kadar perişan görmekten nefret ediyorum.

- Nienawidzę tego robić!
- Nie znoszę tego robić.

Bu şeyi yapmaktan nefret ediyorum.

Nienawidzę być sam o tej porze roku.

Yılın bu zamanında yalnız olmaktan nefret ediyorum.

- Nienawidzę tej pogody.
- Nie znoszę takiej pogody.

Bu havadan nefret ediyorum.

- Nienawidzę chemii.
- Nie znoszę chemii.
- Nie cierpię chemii.

Ben kimyadan nefret ederim.

Nie jestem pewny, ale myślę, że nienawidzę Toma.

Emin değilim ama sanırım Tom'dan nefret ediyorum.

Nienawidzę, gdy ludzie mówią mi, co mam robić.

İnsanlar bana ne yapacağımı söylediğinde bundan nefret ederim.

Jedno powinieneś o mnie wiedzieć - nienawidzę ćwiczeń fizycznych.

Benim hakkımda bilmen gereken bir şey, egzersizden nefret ettiğimdir.

Po prostu nienawidzę patrzeć na to, jak Tom płacze.

Sadece Tom'un ağladığını görmekten nefret ediyorum.

- Nie cierpię ludzi, którzy tak mówią.
- Nienawidzę ludzi, którzy tak mówią.

Onu söyleyen insanlardan nefret ediyorum.