Translation of "Większe" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Większe" in a sentence and their turkish translations:

Większe bezpieczeństwo finansowe,

daha güçlü bir ekonomik güvenlik,

Mamy większe problemy.

Daha büyük sorunlarımız var.

Mam większe problemy.

Daha büyük sorunlarım var.

Tym większe ryzyko śmierci.

ölüm riskiniz o kadar yüksek olur.

Jeśli większe ryzyko nowotworu

Ve eğer kanser hastası olma riskinizin artması

Są większe niż wyglądają.

Bunlar göründüğünden daha büyük.

Odwiedziliśmy wszystkie większe miasta.

Biz bütün büyük şehirleri gezdik.

- Co jest większe: Słońce czy Ziemia?
- Co jest większe, słońce czy ziemia?

Hangisi daha büyük, Güneş mi yoksa Dünya mı?

I polować na większe zdobycze.

Ve daha büyük avlara yeltenebilirler.

Chiny są większe od Japonii.

Çin, Japonya'dan daha büyüktür.

Miasta są większe od wsi.

Şehirler köylerden büyüktür.

Tokio jest większe od Jokohamy.

Tokyo Yokohama'dan büyüktür.

Większe nie zawsze znaczy lepsze.

Daha büyük her zaman daha iyi değildir.

Po prostu odwracajmy te większe kamienie.

Bu tür büyükçe taşların altına da bakmaya devam edeceğiz.

Pozostałe teorie miały jeszcze większe wady.

Diğer tüm fikirler, daha büyük kusurlara sahiplerdi.

Im ciemniej, tym większe ryzyko upadku.

Hava karardıkça... ...düşme riski artıyor.

Chiny są znacznie większe niż Japonia.

Çin Japonya'dan çok daha büyüktür.

Co jest większe, Japonia czy Anglia?

Hangisi daha büyüktür, Japonya mı yoksa İngiltere mi?

Moje buty są większe niż Toma.

Ayakkabım Tom'unkinden daha büyük.

Tom ma większe doświadczenie ode mnie.

Tom'un benden daha çok deneyimi var.

Więc masz większe szanse na sukces.

böylece başarılı olmanız daha olası oluyor

Nosorożce mają większe szanse zginąć niż zabić.

ve saldırmaya hazır gergedanların öldürülmesi öldürmelerinden daha olası.

Ale przypływ przyciągnął do brzegu większe niebezpieczeństwo.

Fakat yüksek gelgit, kıyıya daha büyük tehlikeler çekmiş durumda.

A potrzeby tej samicy są teraz większe.

Üstelik... ...bu dişinin ihtiyaçları artmaya başladı.

Im są większe, tym dłużej prowadzą nocną aktywność.

Ve ne kadar büyük olurlarsa o kadar gececiye dönüşüyorlar.

Z roku na rok jest zanieczyszczenie środowiska większe.

Kirlilik yıldan yıla kötüleşiyor.

Większe samostanowienie o sobie w domu i w społeczeństwie,

evde ve toplum içinde daha iyi bir faaliyet ve iklimi değişen

Są blisko spokrewnione z kotikami, ale są też siedmiokrotnie większe.

Kürklü foklarla yakından akraba olsalar da onlardan yedi kat büyüktürler.

Nasze góry nie są bardzo wysokie. Wasze są znacznie większe.

Dağlarımız gerçekten çok yüksek değil. Seninkiler çok daha büyük.

Po zapadnięciu zmroku kotiki powinny mieć większe szanse na przemknięcie obok.

Karanlık çökünce... ...fokların görülmeden geçme şansının artması gerekir.

Fundacja miałaby większe wsparcie, gdyby ludzie wiedzieli więcej o naszym miasteczku,

İnsanlar, yaşadığımız yer, sorunlarımız ve çabalarımız hakkında daha fazla bilgi edindikçe...

Zauważyłeś kiedyś, że Toma prawe ucho jest sporo większe od lewego?

Tom'un sağ kulağının sol kulağından çok daha büyük olduğunu hiç fark ettiniz mi?

A teraz będziemy przewracać te większe kamienie. Zobaczę, co jest pod tym.

Bakın, bu büyük taşların altına bakmaya devam edeceğiz. Bunun altındakine bakın.

Ryzyko śmierci z powodu spadających części samolotów jest 30 razy większe niż zabicie przez rekina.

Düşen uçak parçalarından ölme olasılığı bir köpek balığı tarafından öldürülme olasılığından 30 kez daha büyüktür.