Translation of "Utrudnia" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Utrudnia" in a sentence and their turkish translations:

Jest jaśniej, co utrudnia polowanie lwicy.

Daha aydınlık olması dişi aslanın avlanmasını zorlaştırıyor.

Nie zamierzam opowiadać o tym, co utrudnia moje życie.

Ama bugün hayatımı zorlaştıran şeylerden konuşmak istemiyorum.

Śnieg utrudnia znalezienie pożywienia w runie leśnym. Musi poszukać gdzie indziej.

Kar yüzünden ormanın zemininde yiyecek bulmak pek mümkün değil. Başka yerlere bakmalı.