Translation of "Samotnie" in Turkish

Orangutany żyją samotnie

Orangutanlar yarı münferit hayvanlar,

Tom zmarł samotnie.

Tom yalnız öldü.

Ona lubi spacerować samotnie.

- Yalnız yürümeyi sever.
- O yalnız yürümekten hoşlanır.

Staruszek mieszkał tam samotnie.

Yaşlı adam orada tek başına yaşadı.

Po śmierci męża żyła samotnie.

Kocasının ölümünden beri yalnız yaşıyor.

Wiele osób mieszkających samotnie nie jest samotnych.

Tabii ki de yalnız yaşayıp da yalnız olmayan bir çok insan var.

Nie możesz pozwolić, żeby Tom pił samotnie.

Tom'un tek başına içmesine izin veremezsin.

Poradziła mu, żeby nie wychodził samotnie w nocy.

O ona gece tek başına dışarı çıkmamasını tavsiye etti.

I może pomóc im nie czuć się tak samotnie.

yalnız hissettirmemle ilgili şeylerdir.