Examples of using "Sądzę" in a sentence and their turkish translations:
Ben öyle düşünüyorum.
Bence yalnızız.
Sanırım çok geç kaldık.
Sanırım onu seviyorsun.
Sanırım onu seviyorsun.
- Öyle olduğunu sanmıyorum.
- Öyle düşünmüyorum.
Onun samimi olduğunu sanmıyorum.
Bunun o kadar kötü olduğunu sanmıyorum.
Bu balığın bir tatlısu balığı olduğuna inanıyorum.
Sanırım onu bir şey korkuttu.
Onun evde olduğunu sanmıyorum.
Burada bir doktor olduğunu sanmıyorum.
Tom'un herhangi birini sevdiğini sanmıyorum.
Bir şey olacağını sanmıyorum.
Birinin sana yardımcı olacağını sanmıyorum.
Onun Tom olduğunu sanmıyorum.
Tom'un bize inanacağını sanmıyorum.
Tom'un bizi duyacağını sanmıyorum.
Tom'un birisini öldürdüğünü sanmıyorum.
Yeterli param olduğunu sanmıyorum.
Tom'un Mary'ye yardım ettiğini sanmıyorum.
Ben açıklaman için herhangi bir ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum.
Bu onun amacıydı diye düşünüyorum.
Bence ilerlemek için bu öneriyi canlandırmamız gerekecek,
Senin daha iyi fikirlerin olduğunu sanmıyorum.
Onların hiçbirini tanıdığımı sanmıyorum.
Yeterli yiyeceğimiz olduğunu sanmıyorum.
Tom'un işbirlikçi olduğunu düşünüyorum.
Yeterli zamanım olduğunu sanmıyorum.
Onun ihtiyacım olan şey olduğunu sanmıyorum.
Onun onu tek başına yapabileceğini düşünmüyorum.
Tom ve Mary'nin arkadaş olacaklarını sanmıyorum.
Bizi yakalayıp öğle yemeğinde yemek istediğini sanmıyorum.
Hâlâ enkaza çok yakın olduğumuzu hissetmiyorum.
Birinin bu saati onarabileceğini sanmıyordum.
Birinin bana şimdi yardım edebileceğini sanmıyorum.
Senin, oraya tek başıma gitmeme izin vereceğini sanmam.
Sanırım insanlar tek kullanımlık poşetleri kullanmayı durdurmalı.
Tom'un bunu unutacağını sanmıyorum.
Onun için zamanımız olduğunu sanmıyorum.
Ben şu atlardan birinin kazanacağını sanmıyorum.
Sanırım bu sadece adil.
Tom'un onu yapabileceğini sanmıyorum.
Mary'nin Boston'u ne zaman ziyaret edeceğini Tom'un bildiğini sanmıyorum.
Mary'nin onu neden görmezden geldiğini Tom'un bildiğini sanmıyorum.
Tom'un seninle Boston'a gitmek isteyeceğini sanmıyorum.
Sanırım Tom'un sorunlar yaşadığını fark edemeyecek kadar çok meşguldüm.
Konuşman gereken kişinin Tom olduğunu sanmıyorum.
Tom'un onu her zaman yapabileceğini sanmıyorum.
Geriye dönüp bakıldığında, belki de o fotoğrafı benim bloğa koymamalıydım.
Fakir olmanın utanılacak bir şey olduğunu sanmıyorum.
Sanırım trigonometrik fonksiyonları öğrenmek birçok kişi için anlamsızdır.
- Tom göründüğü kadar aptal değil.
- Tom'un göründüğü kadar aptal olduğunu sanmıyorum.
Tom onu söyledi fakat gerçekten onu demek istediğini sanmıyorum.
Tom'un Mary'nin şimdi nerede olduğunu bildiğini sanmıyorum.
Bir yerli gibi konuşacağımı sanmıyorum ve gerçekten konuşmam gerektiğini sanmıyorum.