Examples of using "Przychodzić" in a sentence and their turkish translations:
Gelmek zorunda değildin.
Belki gelmemeliydim.
- Gelmemeliydin.
- Gelmemeliydiniz.
- O buraya gelmemeli.
- Onun buraya gelmesi gerekmiyor.
O kadar erken gelmene gerek yok.
Yarın ofise gelmene gerek yok.
Asla buraya gelmemeliydim.
Tom'un bu kadar erken gelmesine gerek yoktu.
Tom'un gelmesine hiç gerek yoktu.
Tom yarın gelmene gerek olmayabilir diyor.
O ortamı daha iyi tanımak için her gün gitmem gerekti.
Buraya gelmekten vazgeçmeni istemek zorunda kalacağım.
Şimdi buraya gelmeyi niçin aklına koydun?
Belki buraya gelmemeliydim diye düşünmeye başlıyorum.
Buraya gelmek bir hataydı.