Examples of using "Okazję" in a sentence and their turkish translations:
Fırsattan yararlansanız iyi olur.
O, fırsatı en iyi şekilde değerlendirdi.
Tom terfi fırsatını kaçırdı.
Tom'la konuşmak için bir şansın var mıydı?
Onu denemek için bir şansın oldu mu?
Onunla birkaç kez karşılaştım.
Bunu özel bir durum içim saklamak istedim.
Sami bir fırsat gördü.
Orada giderken ne giyeyim?
Tom'un çoğu kez Fransızca konuşma fırsatı yok.
Tom Mary ile Boston'a gitme fırsatını kaçırdı.
Giyecek bir şey için dolabıma baktım fakat ortam için uygun bir şey bulamadım.
Fırsat bulur bulmaz, bir ziyarete geleceğim.