Examples of using "Którym" in a sentence and their turkish translations:
Ay'ın evreleriyle dalgalanan o ritimle.
Hangi katta yaşıyorsun?
korkusunun muazzam bir şekilde azaldığı
Bu onun yaşadığı evdir.
Senin birlikte çalıştığın bir adam tanıyorum.
Bu, belgeyi imzaladığı kalem.
Hangi odada kalmak istersiniz?
Bu onun yaşadığı evdir.
Eskiden yaşadığımız ev yıkıldı.
Onlar Tom'un güvendiği tek insan.
Tom hangi mezarlığa gömüldü?
En yakın hayvan akrabalarımız neler?
Hayat ne zaman başlar?
Öğrenci borcunuzu ödeyişinizin resmini alın.
özellikle de az önce bahsettiğim uykunun derin evresi.
Artık bir gezegen olmanın bütün kurallarını yıkmıştır.
Hayatım boyunca inkâr ettiğim
Yaptığına pişman olacağın bir zaman gelecek.
Tom'un katılacağı bir toplantısı var.
Bu onun doğduğu evdir.
- Bu, benim doğduğum evdir.
- Burası benim doğduğum ev.
Tom Mary'nin konuşacağı tek kişi.
Konuştuğun adam kim?
Tom Mary'nin birlikte geldiği adamı tanır.
Birbirlerini takip edebilmek için doğuştan gece ışıkları var.
Onun yaşadığı otel kent merkezindedir.
Çocukken yaşadığım ev burası.
O, onun makalelerini yazdığı bilgisayar.
İşte oturabileceğin rahat bir sandalye.
Bu dosyaları açabileceğim bir program arıyorum.
- İçinde yaşadığım daire çok büyük değil.
- İçinde yaşadığım daire çok geniş değil.
yapay ışık eşliğinde fok avladığının bilindiği dünyadaki tek yer.
Katılmak zorunda olduğum toplantıyı bana hatırlattığın için sana teşekkür ederim.
Konuşabildiğim tek yabancı dil Fransızca.
Konuştuğun Tom muydu?
Bu onlar çocukken yaşadıkları evdir.
ama hangisinin peşinden koşmalı, denemeli ve bir meslek hâline getirmeliydim?
Bu Tom'un genellikle kaldığı otel.
dışında da olsa bebeğe bağlanabilir anlamına geliyor.
Bunun yaşandığı tek yer Çin değil.
Yeryüzünde propagandanın bulunmadığı ülke yoktur.
Bunun gerçekleştiği bir yer hâlihazırda var.
Onunla ilk karşılaştığım günü asla unutmayacağım.
Bu, bir çocukken şairin yaşadığı ev.
Böyle şeylerden konuşabileceğim arkadaşlarım yok.
Onun istediğini söylediği ceket son derece pahalıydı.
Bu konuşmanın gittiği yeri sevmiyorum.
İstersen evin anahtarını vereyim de git, masanın üstüne bıraktığım parayı al?
Tom kaldığı oteldeki servisten memnun kalmadı.
Babam bu ağacı benim doğduğum yıl dikti.
Aşıları almak için benimle buluşacak olan kabile üyesini arıyoruz.
Bunun öldüren mantarlardan olmadığını, içinde bulunduğu çevre sayesinde biliyorum.
Kültür, günlük hayatta bizi harekete geçiren değerlerle ilgilidir. Daha iyi bir toplum inşa etmenin gereklerinden biri bu.
Ben onun babası olduğunu düşündüğüm adam tam bir yabancı olduğunu kanıtladı.
Güne George Soros'la toplantı yaparak başladı. Toplantıda kenevir ve ilgili piyasa düzenlemeleri
En çılgın bilim kurgularımızdan bile çok daha fazlası. Her şeyin başladığı o günü hatırlıyorum.
Tom uyandığında yangın çıktığını ve ayrıca şimdi tamamen yalnız olduğunu gördü. Tek ses esintiyle sallanan bambunun hışırtısıydı.
Tom Mary'nin tanıdığı araba süremeyen tek yetişkin.