Translation of "Azji" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Azji" in a sentence and their turkish translations:

Japonia leży w Azji.

Japonya Asya'da yer almaktadır.

Tajlandia leży w Azji.

Tayland, Asya'dadır.

Interesuję się historią Azji.

Asya tarihi ile ilgileniyorum.

Kiedyś znana jako "Bałkany Azji",

Eskiden "Asya'nın Balkanları'' olarak bilinen Güneydoğu Asya

W Azji jest wielu ludzi.

- Asya'da bir sürü insan vardır.
- Asya'da çok sayıda insan var.
- Asya'da birçok insan vardır.

Japonia leży we wschodniej Azji.

Japonya Doğu Asya'dadır.

Rosja jest częścią Europy czy Azji?

- Rusya; Avrupa'nın mı, Asya'nın mı bir parçasıdır?
- Rusya Avrupa'nın mı yoksa Asya'nın mı bir parçasıdır?

Japonia znajduje się we wschodniej części Azji.

Japonya Asya'nın doğu kesiminde yer almaktadır.

Duży, silny i jaskrawopomarańczowy, orangutan jest symbolem Azji.

Büyük, kuvvetli ve ateş turuncusu. Asya'nın simge hâline gelmiş orangutanı.

Wzrost przedsiębiorczości, którą widać dzisiaj w całej Azji.

bugün tüm Asya'da gördüğünüz girişimciliğin yükselişini açıklayabilir.

Do suchych obszarów Azji. Musimy wykorzystać odwilż na Alasce,

içme suyu götürmeliyiz. Alaska'da eriyen buzdan faydalanıp

Przechowywanie soli będzie podobne w Azji i w Afryce;

Asya veya Afrika'da olun, tuz saklama şekliniz benzer

Niektórzy studenci byli z Azji, a inni z Europy.

Öğrencilerden bazıları Asyalı ve diğerleri Avrupalıydı.

Podczas gdy my odliczamy 72 najgroźniejsze zwierzęta Azji. Napisy: Karol Radomski

ve zamanın ötesine geçebilmelerine saygı ve hayranlık duyun. Altyazı çevirmeni: Levent Aladağ

Noc się powoli kończy, ale w dżunglach Azji nadal panuje ciemność.

Gecenin artık son saatleri. Ama Asya'nın yağmur ormanları hâlâ karanlığa gömülü.

W Azji, Japonia honorując traktat z Wielką Brytanią wypowiada wojnę Niemcom. Japońskie wojsko

Asya'da Japonya İngilizlerle olan anlaşmasını onurlandırıp Almanlara savaş açar ve

Nagle jedyna z żyjących wielkich małp Azji zaczęła rzucać gałęziami w Scourfielda i jego przewodnika.

Asya'nın hayatta kalan birkaç büyük maymunundan biri, birden Scourfield ve rehberine dal fırlatmaya başladı.