Examples of using "Łatwo" in a sentence and their turkish translations:
- Haydan gelen huya gider.
- Selden gelen suya gider.
Bunu söylemek kolay.
Kolay olmayacak.
Yeni doğan bir bebek kolayca hastalanır.
Süt kolayca ekşir.
- Senin söylemen kolay.
- Senin için söylemesi kolay.
Kolay değildi.
Kağıt kolayca yakar.
Burası cidden ayak bileği kırmak için birebir.
Baksanıza, kazmak çok kolay.
Her zaman kolay değil.
Nedenini anlamak kolay:
Günümüzün kanayan yaralarını
Ama dikkati hemen dağılıyor.
Mary kolaylıkla öfkelenir.
Televizyon izlerken, ben kolayca uykuya dalarım.
Problemi kolayca hallettim.
Cam kolayca kırılır.
- Başarı kolayca gelmiyor.
- emeksiz yemek olmaz.
Ahşap kolaylıkla yanar.
O kolayca soğuk algınlığına yakalanır.
O, soğuk algınlığına kolayca yakalanır.
- Söylemesi kolay ama yapması zor.
- Kolaysa sen yap.
- Bekara karı boşamak kolaydır.
O kolayca birden sinirlenir.
Bir soğuk algınlığına yakalanmak kolaydır.
Tom çok kolayca kızar.
Kolayca hayal kırıklığına uğrar mısın?
Basit! Her zaman kolay değil.
- O kolayca vazgeçmeyecek.
- O kolayca pes etmeyecek.
Kot pantolonla çalışmak kolaydır.
Peyniri bıçakla kesmek kolaydır.
Peyniri bıçakla kesmek kolaydır.
- Karım soğuk algınlığına kolayca yakalanır.
- Karım çok çabuk soğuk kapar.
Ahşap inşaatlar kolayca alev alabilir.
O kolayca soğuk algınlığına yakalanır.
tatmin edici bir meslek edinme konusunda yine de büyük olasılıkla
Bu kitap kolay okunuyor.
O dallar kolayca kırılır.
Bir ev kadınına, sokaktaki adama, çiftçiye,
Vay canına, buradan düşmek çok kolay olurdu!
şeyler hakkında bilim ışığında
Kolayca anlayabileceğin kitaplar türünü oku.
Onun fikirlerini anlamak kolay değildir.
O onun İngilizce öğrenmesi için kolay değil.
Ve kolay olacağını kim iddia etti?
Her zaman dürüst olmak kolay değildir.
Onun duyguları kolayca incinir.
Kendi ana dilinde doğal ses çıkarmak ve ana dilin olmayan bir dilde doğal olmayan ses çıkarmak çok kolaydır.
Sivri uçlu zehirli dişleri deriyi kolayca deler
Çok aydınlık olursa kolayca görülürler.
Hava kararınca kapkaçın daha kolay olduğunu biliyorlar.
Seçimlerde kolaylıkla çoğulcuların yemi oluyorlar.
Kötü alışkanlıklardan kurtulmak kolay değildir.
Sanırım Tom çok kolay şekilde vazgeçti.
Bu soruları cevaplamak kolay.
Kız kardeşim çabuk sinirlenir. O kolayca kızar.
Burada kaybolmak çok kolay. Akıllıca kararlar vermemiz gerekiyor.
Gençken yıkmayı daha kolay buluyoruz.
çünkü su mikrodalgada hızla ısınacaktır.
Doğru ile yanlışı ayırmak her zaman kolay değildir.
- Sence, Almanya'da iş bulmak kolay mı?
- Almanya'da iş bulmanın kolay olduğunu düşünüyor musun?
Karanlıkta görmek biraz zordur, değil mi?
Kar seviyesi bele kadar. Gerçekten çok tuhaf.
Ama bir duvar, çabucak ve kolayca inşa edilmez.
Tom'u bizimle gelmesi için ikna etmek kolay olmayacak.
Kaza hakkında konuşmanın hoş olmayacağını biliyorum.
kısmen adaletin her zaman kolay olmamasından.
Benmerkezci ulusalcılık kötü sonuçlar doğurabilir.
Birinci Dünya Savaşı, çabuk ve kolay sona ermedi.
Onu pratiğe koymayı zor buldum.
Geri tırmanmanın, o kadar da kolay olacağını sanmıyorum.
Ben kusurlu bir insanım fakat bunlar kolaylıkla düzeltilebilen kusurlar.
- Sizin web sitesini çökertmenin bu kadar kolay olacağını hiç düşünmemiştim.
- Sizin web sitenizi heklemenin bu kadar kolay olacağını asla düşünmedim.
Kendinize ait olmayan bir çocuğu yetiştirmek zordur.
Artık güvende, biraz da akıllandı. Bu yoğun, karanlık yağmur ormanlarında ayrı düşmemek zor olabiliyor.
iPad hakkında hoşlanmadığım tek şey Apple'ın Uygulama Mağazasında mevcut olmayan uygulamaları kolaylıkla kuramamandır.