Examples of using "주어진" in a sentence and their turkish translations:
Onların kısıtlı olanakları vardı.
insanoğlunun karşısına çıkabilecek en büyük fırsat.
Ellerine ne geçirirlerse alıyorlar.
çünkü herhangi bir andaki bilişsel bant genişliğinizi sınırlarsınız.
sahip olduğumuz sınırlı zamanda üçünü birden yakalama şansımız var.