Translation of "왔습니다" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "왔습니다" in a sentence and their turkish translations:

‎거의 다 왔습니다

Çok az kaldı.

네, 다 왔습니다

Evet, işte.

마을에 거의 다 왔습니다

Köye çok yaklaştık.

포기하기엔 너무 멀리 왔습니다

Pes edemeyecek kadar ilerledik,

‎강어귀에서부터 먼 길을 왔습니다

Haliçten iyice uzaklaştı.

하지만 뭔가가 아주 잘못돼 왔습니다.

Ancak bir şey korkunç şekilde ters gitti.

그래도 끝이 보여요 거의 다 왔습니다

Sonunu görebiliyorum. Neredeyse vardık.

그것들은 17세기에 예멘을 통한 심해로부터 왔습니다.

Yemen üzerinden Habeşistan'dan gelmiş kremalı cappucino var.

엘 카피탄 프리솔로를 위한 시간이 왔습니다.

El Cap'e solo tırmanış zamanıydı.

저는 단순한 것을 이야기하러 여기 왔습니다.

Basit bir şey söylemek için buradayım --

절대 포기하지 마세요 거의 다 왔습니다

Asla pes etmeyin, neredeyse geldik.

얼마 되지 않았는데도 전화가 150만 통이나 왔습니다.

Kısa zamanımızda 1,5 milyon arama gerçekleştirdik.

우리에게 인지 자유의 혁신이 필요한 때가 왔습니다.

Hepimiz için bilişsel özgürlük hakkında yenilik talep etme zamanı geldi.

‎긴 풀 사이에선 더 그렇죠 ‎절반쯤 왔습니다

Hele ki yüksek çalıların arasında. Yolu yarıladılar.

그는 무려 53년 동안 길을 닦아 왔습니다.

Sherpa 53 yıldır yollar inşa ediyor.

저는 한 살 때 인도에서 캐나다로 왔습니다.

benim geçmişimi biraz bilmelisiniz.

원인 모를 건강 쇠약을 앓고 있다고 전해 왔습니다.

zayıflatan bir hastalıkla uğraşarak geçirmişti.

TV와 비디오는 스포츠와 드라마를 우리의 거실로 가지고 왔습니다.

Televizyon ve VHS, sporu ve dramayı salonumuza getirdi.

그래서 일부 사람들이 남체로 돌아가 나무를 베어 왔습니다.

Bu yüzden, bazılarımız Namche'ye dönüp odun ve kereste topladılar.

우리 임무를 포기하기엔 너무 멀리 왔습니다 절대 포기하지 마세요!

Görevimizi bırakamayacak kadar ilerledik. Asla pes etmeyin!

‎그때부터 지금까지 ‎동물 왕국에서 가장 복합적인 ‎시력을 진화시켜 왔습니다

Bu süre zarfında... ...hayvanlar âlemindeki en karmaşık görme yetisini geliştirdi.

그 둘이 이곳에 출연해달라고 해서 사실 어쩔 수 없이 왔습니다.

bu yüzden gelmemi istediklerinde hayır diyemedim.

저는 오늘 두 가지 이유로 왔습니다. 두 가지 메시지를 전달하고 싶군요.

İki nedenle buradayım, iki mesaj vermek istiyorum.