Examples of using "영향력을" in a sentence and their turkish translations:
politik etkinlikleri daha üstün.
Olduğumuz noktayı etkileyecek güç hepimizde var,
Bir çocuk olarak devasa Atlantik Okyanusu'nun gücüyle yaşamak inanılmaz heyecanlıydı.
Bu süre zarfında ABD, aynı zamanda yurtdışındaki ticari ve askeri çıkarlarını korumak için