Examples of using "바위가" in a sentence and their turkish translations:
turuncuyla parlayan
Vay canına, kayanın burası çok kayganmış.
Bu kayaların çoğu kolayca parçalanıyor.
buradan olduğu gibi yansıyacak ve bu da beni sıcak tutacak.
Bu kayalar aşırı kaygan! Buraya tutunurken gücüm tükeniyor.
Ama sorun şu ki bu keskin kayalar halatı bir bıçak gibi kesebilir.