Examples of using "Zero" in a sentence and their turkish translations:
Plastiği desteklememe karbona karşı olmakla aynı
Hiç gelmedi derseniz sıfır frank kazanırsınız.
Sıfır birden önce gelir.
Suyun sıfır kalorisi vardır.
Ben de sıfır randevu icat ettim.
Sıfır özel bir sayıdır.
Şimdi sıcaklık sıfırın altında on derece.
Bir sıfırı eksik yazdıklarını sandım.
Sıfır randevu bir içecek ve bir saat demek.
- Su 0 santigrat derecede donar.
- Su sıfır santigrat derecede donar.
Sıfırın altında altı derece.
Hiç, sıfır, çok zamanımız yok.
Termometreler çoğunlukla sıfırın altına iner.
Termometre sıfırın altında üç derece olarak okuyor.
Su sıfır santigrat derecede donar, değil mi?
Su sıfır derecede donar, değil mi?
Su sıfır derecede donar, doğru değil mi?
Senin odan, 504: beş-sıfır-dört
ve dünyada sıfır nükleer savaş gibi.
plastiği desteklememe projemize katıldı.
Yine de sıcaklık donma noktasının sadece biraz üstünde.
Bu okulun kuralları çok katı.
Bugün de hava sıcaklığı sıfırın altında.
Başını tıraş eden bir arkadaşım var.
çok güzel bir evde yoga dersleriyle
Birkaç gün sonra ise sıcaklık sıfırın altındaydı.
Termometre dün gece sıfıra düştü.
Dün gece termometre eksi on derece kaydetti.
"Sıfır santigrat derece! Yüksek ateşim var." "Zavallı Bay Snowman."