Translation of "Un animale" in Turkish

0.070 sec.

Examples of using "Un animale" in a sentence and their turkish translations:

- Eri un animale.
- Era un animale.

Sen bir hayvandın.

- Possiedi un animale domestico?
- Tu possiedi un animale domestico?
- Possiede un animale domestico?
- Lei possiede un animale domestico?
- Possedete un animale domestico?
- Voi possedete un animale domestico?

Evcil hayvanın var mı?

- Hai un animale domestico?
- Ha un animale domestico?
- Avete un animale domestico?
- Tu hai un animale domestico?
- Lei ha un animale domestico?
- Voi avete un animale domestico?

Bir evcil hayvanın var mı?

- Hai un animale domestico?
- Ha un animale domestico?
- Avete un animale domestico?

Evcil bir hayvanın var mı?

- È un animale.
- Lui è un animale.

O bir hayvan.

- Hai mai disegnato un animale?
- Ha mai disegnato un animale?
- Avete mai disegnato un animale?
- Tu hai mai disegnato un animale?
- Lei ha mai disegnato un animale?
- Voi avete mai disegnato un animale?

Hiç hayvan resmi yaptın mı?

- Ha un animale domestico?
- Lui ha un animale domestico?

Onun bir evcil hayvanı var mı?

- Ha un animale domestico?
- Lei ha un animale domestico?

Onun bir evcil hayvanı var mı?

Sei un animale.

Sen bir hayvansın.

- Avevi un animale domestico in Germania?
- Tu avevi un animale domestico in Germania?
- Aveva un animale domestico in Germania?
- Lei aveva un animale domestico in Germania?
- Avevate un animale domestico in Germania?
- Voi avevate un animale domestico in Germania?

Almanya'da bir evcil hayvan besledin mi?

- Hai mai avuto un animale domestico?
- Tu hai mai avuto un animale domestico?
- Ha mai avuto un animale domestico?
- Lei ha mai avuto un animale domestico?
- Avete mai avuto un animale domestico?
- Voi avete mai avuto un animale domestico?

Hiç evcil hayvanın oldu mu?

È un animale spettacolare.

Son derece muhteşem bir hayvan.

Hai un animale domestico?

Evcil hayvan besliyor musun?

- Una mucca è un animale utile.
- Una vacca è un animale utile.

İnek yararlı bir hayvandır.

L'uomo è un animale razionale.

İnsan mantıklı bir hayvandır.

Il leone è un animale.

- Aslan bir hayvandır.
- Aslan, bir hayvandır.

Un cavallo è un animale.

At bir hayvandır.

Quello è un animale carnivoro?

O etçil bir hayvan mıdır?

- Il wombat è un animale tipico dell'Australia.
- Il wombat è un animale tipico australiano.

Wombat, Avustralyalı tipik bir hayvandır.

È un animale a sangue freddo.

Soğukkanlı.

Voglio essere più un animale anfibio.

Daha çok amfibi bir hayvan gibi olmak istiyorum.

È un animale che fa strategie

Bu, strateji kuran

Il cavallo è un animale domestico.

At evcil bir hayvandır.

Un cavallo è un animale amichevole.

At dost bir hayvandır.

Tom è un animale da festa.

Tom çok sık partilere gider.

La volpe è un animale selvaggio.

Tilki vahşi bir hayvandır.

Un elefante è un animale enorme.

- Bir fil çok büyük bir hayvandır.
- Filler iri bir hayvandır.

Un cane è un animale fedele.

Köpek vefalı bir hayvandır.

Il cavallo è un animale utile.

At yararlı bir hayvan.

- A volte un cane è un animale pericoloso.
- Un cane a volte è un animale pericoloso.

Bir köpek bazen tehlikeli bir hayvandır.

È rarissimo vedere un animale così piccolo.

Bu kadar küçük bir hayvanı görmek çok nadirdir.

Sentirsi accettare da un animale libero, selvaggio

Vahşi, özgür bir hayvan tarafından bütünüyle kabullenilmek

L'uomo è un animale sociale per natura.

İnsan doğası gereği sosyal bir hayvandır.

Un elefante è un animale molto grande.

Bir fil çok büyük bir hayvandır.

Il cavallo è un animale molto utile.

At çok faydalı bir hayvandır.

Il koala è un animale tipico dell'Australia.

Koala Avustralya'ya özgü bir hayvandır.

Il delfino è un animale molto intelligente.

Yunus çok zeki bir hayvandır.

L'oritteropo è un animale di media taglia.

Yerdomuzu orta boyutta bir hayvandır.

Questo può cambiare il comportamento di un animale,

Bu bazen hayvanın davranışını değiştiriyor

Niente di più pericoloso di un animale in trappola!

Köşeye sıkışmış bir hayvandan daha tehlikeli bir şey yoktur!

Greg Gage: Il polpo è un animale alquanto strano

Greg Gage: Ahtapot inanılmaz karmaşık davranışlar sergileyen,

Ecco un animale altamente antisociale che gioca con i pesci.

Buradaysa oldukça antisosyal bir hayvan balıklarla oyun oynuyor.

Un animale può essere molto più pericoloso quando è ferito.

Bir hayvan yaralandığında çok daha tehlikeli olabilir.

Quanti di voi hanno avuto a cuore un animale nella vita?

Kaçınız, hayatında, belli bir hayvana değer verdi?

Aggiungete anche il fatto che il polpo è un animale solitario

Sonra ahtapotun yalnız bir yaratık olduğu gerçeğini düşünün

La vita in prigione è peggio della vita di un animale.

Hapishanedeki yaşam bir hayvanın yaşamından daha kötüdür.

Solo se ho personalmente ucciso e macellato un animale ne mangio la carne.

- Ben sadece bizzat öldürdüğüm ve parçaladığım hayvanlardan et yerim.
- Sadece kendi öldürdüğüm ve parçaladığım hayvanların etini yerim.

Il problema, quando sei un granchio, è che sei preda di un animale liquido.

Yengecin en büyük sorunu, peşindeki avcının sıvı bir hayvan olması.

Quando hai un legame simile con un animale e hai esperienze simili, è assolutamente stupefacente.

Bir hayvanla bu şekilde bir bağ kurup böyle deneyimler yaşamak, tam anlamıyla insanın aklını başından alıyor.

Perché un animale selvatico che si fa le sue cose, ottenere qualcosa da questa strana creatura umana che va a trovarlo?

Kendi hâlindeki vahşi bir hayvan, ziyarete gelen bu garip insan yaratığından ne kazanabilir ki?