Examples of using "Prestò" in a sentence and their turkish translations:
O Tom'a bir kitap ödünç verdi.
Sami, Leyla'ya dikkat etti.
Uyarımı dikkate almadı.
Tom Mary'ye otuz dolar ödünç verdi.
Tom bana biraz ödünç para verdi.
Temmuz Devrimi'nden sonra reform yapan Savaş Bakanı ve üç kez
Erkeklerden hiçbiri Mary ile ilgilenmedi.
Tom Mary'ye kamerasını ödünç verdi.
Emily bana Gürcüce ders kitabını ödünç verdi.
Kız arkadaşına yeni daktilosunu ödünç verdi.