Examples of using "Prede" in a sentence and their turkish translations:
Ve daha büyük avlara yeltenebilirler.
Avcı ve avın şartları eşitleniyor.
Aç bir teke için zengin bir seçki.
Seçimlerde kolaylıkla çoğulcuların yemi oluyorlar.
Kendinden on kat büyük avları indirebilir.
Deneyimsiz fok yavruları kolay hedef.
Çok karanlık olursa avlarını göremezler.
Ama kafaları karışmış ve sürüden ayrı düşmüş olduklarından kolay av oluyorlar.
Aslanlar, avlarının yüzde 90'ını geceleri öldürür.
Yırtıcılar, avlarını alt etmenin karmaşık yollarını bulmak için evrimleşmek durumunda.
Nedenini daha yeni yeni anlamaya başlıyoruz. Belki de av çekmek içindir.
Agresif olmasına rağmen, uzmanlara göre bu sürüngen katil insanları av olarak görmez.
Mumbai gibi kent ormanlarındaki başıboş köpek, kedi ve tavukların, yani kolay lokmaların peşinde.
Bu kadar çok av olması burayı ideal bir eğitim alanı yapar. Kendi başının çaresine bakmayı öğrenen bir jaguar için mesela.