Translation of "Cuccioli" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Cuccioli" in a sentence and their turkish translations:

Se trovasse i cuccioli,

Erkek, yavruları bulursa...

Non di due cuccioli chiassosi.

Gürültücü yavrularla olmaz.

I cuccioli hanno trovato guai.

Genç yavrular başlarına bela almış.

E dentro c'erano tre cuccioli morti -

ve bu karton kutunun içinde üç tane ölü kedi yavrusu vardı,

I cuccioli cercano riparo nei numeri.

Genç yavrular birlik olarak yol almaya çalışıyor.

Sei cuccioli, nati pochissime ore fa.

Altı yeni doğmuş yavru. Birkaç saatlikler.

- Darò questi cuccioli a chi piacciono i cani.
- Io darò questi cuccioli a chi piacciono i cani.

Bu köpek yavrularını köpekleri seven birine vereceğim.

- Darò questi cuccioli a chiunque piacciano i cani.
- Io darò questi cuccioli a chiunque piacciano i cani.

Bu köpek yavrularını köpekleri sevenlere vereceğim.

Gli occhi dei cuccioli funzionano meglio sott'acqua.

Yavrunun gözleri en iyi su altında görür.

Ora tutti i suoi cuccioli sono esposti.

Bu durumda tüm yavrular tehlikeye açık.

Anche se i cuccioli sono già cresciuti,

Yavrular tam erişkinliğe yaklaşmış olsalar da

I cuccioli di tigre assomigliano ai gatti.

Genç kaplanlar kedilere benzerler.

E i cuccioli che seguivano le loro madri.

çok net hatırlıyorum.

È raro vedere cuccioli di puma così piccoli.

Bu kadar küçük puma yavruları nadiren görülür.

Gli inesperti cuccioli di otaria sono facili prede.

Deneyimsiz fok yavruları kolay hedef.

Ogni femmina può avere più di 100 cuccioli.

Her bir dişi 100'ün üzerinde yavru doğurabilir.

La gatta madre ha protetto i suoi cuccioli.

Anne kedi yavrularını korudu.

E i cuccioli così all'erta, è difficile avvicinarsi inosservati.

...ve yavrular diken üstündeyken... ...fark edilmeden aralarına sızmak zordur.

I cuccioli causano una fuga. Proprio verso di lei.

Yavrular, antilopları korkutup kaçırıyor. Doğruca dişiye geliyorlar.

I cuccioli hanno due anni e sono quasi adulti.

İki yaşındaki yavrular tam erişkinliğe yakın.

Siamo a maggio e i cuccioli hanno quattro mesi.

Aylardan mayıs ve yavrular şu an dört aylık.

Un terzo dei cuccioli muore nel primo mese di vita.

Üçte biri, bir ayını doldurmadan ölecek.

E i cuccioli sembrano ancora incapaci di cacciare con successo.

Yavruları da pek bir şey avlayacakmış gibi değil.

Deve guidare i cuccioli fino alla preda, e in fretta.

Yavrularını avın yanına götürmesi gerek. Çok da oyalanamaz.

È la prima volta che questi cuccioli assaggiano la carne.

Bu yavrular ilk defa etin tadına bakıyor.

I cuccioli sono assetati. La piccola è del tutto esausta.

Küçükler susamaya başladı. Yenidoğan bitap düşmüş durumda.

Solo le madri e i cuccioli mantengono nel tempo stretti legami.

Sadece analar ile yavruları yakın ve uzun süreli ilişki sürdürür.

Nel giro di una settimana, i cuccioli si separeranno dalla madre.

Bu yavrular bir haftaya kalmadan annelerinden ayrılacak.

Con i cuccioli al seguito, si tiene sulle strade meno frequentate.

Yanında yavruları olduğundan arka sokaklardan ilerliyor.

Di solito, i cuccioli vanno per la propria strada dopo la nuova cucciolata.

Normalde, anneleri doğum yapınca su samuru yavruları aileden ayrılır.

O strappare i cuccioli dal ventre della madre per rubare anche il loro minuscolo corno.

yavrunun ufacık boynuzunu almak için onu keserek annenin karnından çıkarmak tek kelimeyle korkunç.

Un intensificatore di luce rivela una femmina di orso polare e i suoi due cuccioli...

Düşük ışıkta çekim yapabilen bir kamera bir anne kutup ayısı ile iki yavrusunu tespit ediyor.

Una femmina di puma e i suoi quattro cuccioli si godono il calore, prima della notte.

Anne puma ile dört küçük yavrusu gece gelmeden sıcağın tadını çıkarıyor.

Non è facile, con i cuccioli a carico. Il giovane maschio sembra più interessato a giocare.

Peşinde yavrularla kolay olmuyor. Genç erkek daha çok oyun peşinde gibi.

I suoi cuccioli sono a tre chilometri di distanza. E il grande maschio è ancora nei dintorni.

Yavruları üç kilometre uzakta. Büyük erkek de hâlâ bölgede.