Examples of using "Pausa" in a sentence and their turkish translations:
Bir mola verin.
Ona bir mola ver!
Ona bir mola ver.
Ara vermekteyim.
Bir araya ihtiyacın var.
Mola verebilirsin.
Bir mola vermek ister misin?
Onlara bir mola ver.
Ne zaman mola vereceksin?
Ben moladaydım.
Ben moladayım.
Kendinize bir mola verin.
Bana bir mola ver, ne dersin?
Bir molaya ihtiyacım var.
Bir molaya ihtiyacım vardı.
Bir araya ihtiyacımız vardı.
Lütfen bana bir mola ver.
Lütfen bize bir mola verin.
Molanı verdin mi?
Ara vermek istiyorum.
Tom bir mola aldı.
Bir molaya ihtiyacımız var.
GG: Tamam, duralım.
Neden şimdi bir mola vermiyorsun?
- Ara vermeni istiyorum.
- Mola vermeni istiyorum.
Neden bana bir ara vermiyorsun?
Bir kahve molası almalıyız.
Ben kısa bir ara rica etmek istiyorum.
Şimdi bir molayı hak ettiğimi düşünüyorum.
Kahve molası verelim.
Bir çay molası verelim.
Birkaç günlük bir tatile çıkalım.
Bir mola ver, Tom.
Kısa bir ara verelim.
Bir mola verin, çocuklar.
Bir saniye mola verelim.
Molanız ne zaman başlıyor?
Öğle yemeği molam neredeyse bitti.
Bir kahve molası alalım, değil mi?
Mola zamanı.
Molada sigara içebilir miyiz?
Oyunu durdur.
Tom bir mola alıyor.
Tom bir ara verebilir.
- Neden mola vermiyoruz?
- Neden bir mola vermiyoruz?
Tom bir mola vermeli.
Tom soluklanmak için durdu.
On dakikalık bir mola verelim.
Ben öğle yemeği molası alıyorum.
Onlar şu anda bir mola veriyorlar.
Neden kısa bir ara vermiyoruz?
Neden biraz mola almıyorsun?
Tom bir mola için hazırdı.
Neden bir ara vermiyorsun, Tom?
Kısa bir moladan sonra çalışmasına devam etti.
Kısa bir moladan sonra çalışmasına devam etti.
Tom Mary'ye mola vermesini tavsiye etti.
Çocuklar, biraz mola vermeliyiz.
Beş dakikalık bir molaya ihtiyacım var.
Neden öğle yemeği için ara vermiyoruz?
Mola vermek için vaktimiz yok.
- Duralım ve dinlenelim.
- Durup dinlenelim.
10.40'tan 11.00'e kadar bir molamız var.
Bizim on ikiden bire kadar öğle yemeği için bir saatlik bir molamız var.
ve yemek yarıklarından hamlelerini seslendiklerini anlattı --
Sonra devasa yeni imparatorluğunu örgütlemeyi durdurdu.
Niye kısa bir ara verip kahve içmiyoruz?
Tom ve Mary işten bir mola alıyor.
Çok yorgun olduğum için öğle yemeği molası sırasında biraz uyudum.
Kısa bir sessizlikten sonra bağırdığını duydum:
İşin yarısını yaptım ve şimdi bir mola verebilirim.