Examples of using "Inevitabile" in a sentence and their turkish translations:
Bu şimdi kaçınılmaz.
- Sanırım o artık kaçınılmaz.
- Artık onun kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum.
ki kulağa basit gelebilir -- kaçınılmazdı.
O, kaçınılmaz bir şeydir.
Kaçınılmazdı.
bunun kaçınılmaz ve değiştirilmesi imkansız
Bu kaçınılmazdı, değil mi?
Bu açıkça kaçınılmaz.
Kaosun gelmesi kaçınılmaz.
O, kaçınılmaz bir sorun.
- Gelişme kaçınılmaz.
- İlerleme kaçınılmaz.
- Onun kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum.
- Kaçınılmaz olduğunu biliyorum.
Değişim kaçınılmaz.
Karar kaçınılmazdı.
Bu kaçınılmaz gibi gözüküyor.
Bu sorun önlenebilir değildir.
İmparatorluğun çöküşü kaçınılmazdı.
Savaş kaçınılmaz değil.
Sanırım bu kaçınılmazdı.
Onun aptallığı kaçınılmazdı.
kaçınılmaz sona yaklaşmasını izlerken
Bu koşullar altında, iflas kaçınılmazdır.
- Eğer dövüş kaçınılmazsa, ilk sen vurmalısın.
- Kavga kaçınılmazsa ilk yumruğu sen atacaksın.
- Kavga kaçınılmazsa ilk vuran sen olmalısın.
bazen bizleri değişimin kaçınılmaz olduğunu hissetmemize zorluyor;
Bir gün Fransa'ya gitmem kaçınılmaz, sadece ne zaman olduğunu bilmiyorum.