Translation of "Inevitabile" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Inevitabile" in a sentence and their turkish translations:

- Questo ora è inevitabile.
- Ciò ora è inevitabile.
- Questo adesso è inevitabile.
- Ciò adesso è inevitabile.

Bu şimdi kaçınılmaz.

- Penso sia inevitabile ora.
- Penso sia inevitabile adesso.
- Penso che sia inevitabile ora.
- Penso che sia inevitabile adesso.

- Sanırım o artık kaçınılmaz.
- Artık onun kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum.

è inevitabile.

ki kulağa basit gelebilir -- kaçınılmazdı.

È inevitabile.

O, kaçınılmaz bir şeydir.

Era inevitabile.

Kaçınılmazdı.

Che sembra inevitabile

bunun kaçınılmaz ve değiştirilmesi imkansız

Era inevitabile, vero?

Bu kaçınılmazdı, değil mi?

È chiaramente inevitabile.

Bu açıkça kaçınılmaz.

- L'arrivo del caos è inevitabile.
- La venuta del caos è inevitabile.

Kaosun gelmesi kaçınılmaz.

Quel problema è inevitabile.

O, kaçınılmaz bir sorun.

Il progresso è inevitabile.

- Gelişme kaçınılmaz.
- İlerleme kaçınılmaz.

So che è inevitabile.

- Onun kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum.
- Kaçınılmaz olduğunu biliyorum.

Il cambiamento è inevitabile.

Değişim kaçınılmaz.

La decisione era inevitabile.

Karar kaçınılmazdı.

Sembra sia stato inevitabile.

Bu kaçınılmaz gibi gözüküyor.

Questo problema è inevitabile.

Bu sorun önlenebilir değildir.

La caduta dell'impero era inevitabile.

İmparatorluğun çöküşü kaçınılmazdı.

La guerra non è inevitabile.

Savaş kaçınılmaz değil.

Immagino che questo fosse inevitabile.

Sanırım bu kaçınılmazdı.

La sua stupidità era inevitabile.

Onun aptallığı kaçınılmazdı.

Mentre volgeva alla sua fine inevitabile,

kaçınılmaz sona yaklaşmasını izlerken

Sotto le circostanze, la bancarotta è inevitabile.

Bu koşullar altında, iflas kaçınılmazdır.

Se la rissa è inevitabile, bisogna colpire per primi.

- Eğer dövüş kaçınılmazsa, ilk sen vurmalısın.
- Kavga kaçınılmazsa ilk yumruğu sen atacaksın.
- Kavga kaçınılmazsa ilk vuran sen olmalısın.

Potrebbero a volte farci credere che il cambiamento è inevitabile,

bazen bizleri değişimin kaçınılmaz olduğunu hissetmemize zorluyor;

È inevitabile che io vada in Francia un giorno, semplicemente non so quando.

Bir gün Fransa'ya gitmem kaçınılmaz, sadece ne zaman olduğunu bilmiyorum.