Examples of using "Immediatamente" in a sentence and their turkish translations:
Onu şimdi yap.
Derhal gel.
Hemen dön.
Derhal onları ara.
Beni derhal tekrar ara.
Derhal onu ara.
- Hemen onu ara.
- Onu hemen çağır.
Dur hemen!
Hemen buraya gel!
Derhal başlamak zorunda kalacaksın.
Onu derhal durdurun.
Onu hemen buraya getir.
Onu derhal yapmalısın.
- Derhal gidebilirsin.
- Bir kerelik gidebilirsin.
- Hemen gidebilirsin.
Derhal Tom'u ara.
Hemen gelmelisin.
Hemen buraya gel.
Onu hemen şimdi aramalısın.
Derhal gitmelisin.
Derhal Tom'u arayın.
Onu hemen tanıdım.
O, onu derhal tanıdı.
Derhal!
Derhal terk etmek zorundasın.
- Hemen başlamalısın.
- Hemen başlamalısınız.
Ben hemen gideceğim.
Hemen tanıdım onu.
Ben hemen onları görmek istiyorum.
Onları derhal alacağım.
Bunu hemen yapacağım.
Bunu hemen inkar etti.
- Hemen yapacağız.
- Onu hemen yapacağız.
Ben hemen yaptım.
Bunu hemen yapmalısın.
Hemen terk etmeliyim.
Ben hemen özür diledim.
Derhal terk etmemiz gerekiyor.
Biz hemen gelebiliriz.
Tom hemen gitti.
Hemen buradan çıkın.
Hemen bir doktor çağır.
Hemen doktoru arayın.
Derhal işe dön.
Hemen eve gidin.
Bu müziği hemen kapat.
Derhal geliyor.
O derhal geliyor.
Onu hemen yapmak istedik.
Biz hemen terk etmeliyiz.
Tom hemen cevap verdi.
O derhal gelmeli.
Onu derhal aradım.
O derhal uyudu.
Tom hemen tepki gösterdi.
Tom hemen döndü.
Tom hemen anladı.
Hemen evlenmek istiyordu.
Tom hemen geldi.
Sana hemen cevap veremem.
Tom onu hemen şimdi yapmalı.
Ona hemen yaz!
Hemen gidelim.
Onun hakkında hemen şimdi konuşalım.
Derhal dur.
Bana hemen gerçeği anlat.
Derhal ev ödevini yap.
Tom hemen sizinle konuşmak istiyor.
O aniden gitti.
Bu hemen iptal edilmeli.
Onunla hemen ilgilenebilirim.
Derhal geliyorum.
Onu derhal yap.
Tom beni hemen tanıdı.
Bunu hemen yapamam.
Ben hemen seni düşündüm.
Derhal atımı hazırla!
Uçağınız hemen havalanacak.
Tom'u hemen görmek istiyorum.
Hemen eve gideceğim.
Tom'u hemen görmeyi istiyorum.
Ben hemen Tom'u aradım.
Tom neredeyse hemen öldü.
Tom, Mary'yi hemen işe aldı.
Tom hemen uyuyakaldı.
Tom hemen suçlamayı reddetti.
Onlar derhal oraya gitmek zorunda.
Tom hemen ölmedi.
Onun derhal terk etmesini istedim.
Tom onu derhal yapmak zorunda değil.
Tom hemen çalışmaya başladı.
Onu hemen kurtarmak zorundayız.
Ona derhal ihtiyacım var.