Translation of "Giungla" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Giungla" in a sentence and their turkish translations:

- Cos'è una giungla?
- Che cos'è una giungla?

Cengel nedir?

- Non posso tornare nella giungla.
- Io non posso tornare nella giungla.
- Non riesco a tornare nella giungla.
- Io non riesco a tornare nella giungla.

Ormana dönemem.

Ha esplorato la giungla amazzonica.

O, Amazon ormanını araştırdı.

Sopravvivere nella giungla non è facile.

Ormanda hayatta kalmak kolay değil.

Gli animali selvatici vivono nella giungla.

Vahşi hayvanlar ormanda yaşarlar.

E nella giungla è una grossa perdita.

Ve bu, ormanda büyük bir kayıp.

Il leone è il re della giungla.

Aslan ormanın kralıdır.

In un villaggio remoto nel cuore della giungla.

bulunan bir köye götürmek.

È successo nella giungla, nel deserto, sui monti.

İnsanlar ormanlardan, çöllerden ve dağlardan kurtarıldılar.

Che lo riportano nella giungla. Quanto a Gubbi...

ve ormana bırakılıyor. Gubbi'ye gelince...

Possiamo vedere la giungla sotto una nuova luce...

...yağmur ormanlarını yepyeni bir gözle görebiliyoruz.

Nella giungla, la vita non va mai sprecata.

Yağmur ormanlarında hayat asla boşa harcanmaz.

Viaggiare nella giungla senza un machete non è divertente.

Ormanda pala olmadan ilerlemek eğlenceli değil.

Ma l'umidità della giungla rende le rocce molto scivolose.

Ama ormandaki nem, bu kayalıkları çok kayganlaştırıyor.

La giungla si è aperta in questa grande radura.

Bakın, orman bizi bu büyük açıklığa getirdi.

Intento a curiosare nello zaino di un turista della giungla.

eşyaları kullanmayı amaçlayan bu orangutan gibi meraklılar.

Non è l'unico animale nella giungla con una visione diversa.

Yağmur ormanında olayları farklı gören tek hayvan da o değil.

Chissà quali sfide la giungla avrà in serbo per noi, domani.

Yarın ormanın bize sunacağı maceraları kim bilir?

Se c'è un ambiente dove serve restare in forze, è la giungla.

Doğada gücünüze ihtiyaç duyduğunuz bir yer varsa orası kesinlikle ormandır.

Ma alcuni animali utilizzano la notte a loro vantaggio. NOTTI NELLA GIUNGLA

Öte yandan bazı hayvanlar geceyi avantaja çevirir. YAĞMUR ORMANLARINDA GECE

Si scoprono più specie nella giungla che in qualunque altro ambiente terrestre.

Yağmur ormanlarında diğer kara parçalarına oranla daha fazla yeni türe rastlanmaktadır.

Nella giungla ho imparato che spesso le cose piccole sono le più letali.

Ormanda en küçük şeylerin genelde en ölümcül olduklarını gördüm.

Ma le notti calde della giungla gli permettono di muoversi anche al buio.

Ama sıcak yağmur ormanı geceleri sayesinde karanlıkta da iş görebiliyor.

Qual è il modo migliore per evitare di farci notare dai giaguari della giungla?

Orman jaguarlarının dikkatini dağıtmanın en iyi yolu sizce nedir?

Hai fatto bene a scegliere la caverna. La vita nella giungla aumenta, di notte.

Bu mağarayı sığınak olarak seçmeniz çok iyi oldu. Orman geceleri daha da canlanıyor.

Una sonda a cui non sfugge nulla. Di notte la giungla pullula di animaletti.

Hiçbir kurtçuk bu sondadan kaçamaz. Yağmur ormanını geceleyin böcekler basar.

Facili prede in una giungla urbana come Mumbai, dove li ha visti agire in prima persona.

Mumbai gibi kent ormanlarındaki başıboş köpek, kedi ve tavukların, yani kolay lokmaların peşinde.

Ma è difficile restare in contatto nel clamore della giungla notturna. La soluzione dei colughi è stata scoperta solo di recente.

Fakat yağmur ormanının gece gürültüsünde iletişim kurmak zor. Kolugo'nun buna çözümü daha çok yeni keşfedildi.